“TÜRKİYE KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZA ÇIKARILAN ZORLUKLAR SON DÖNEMDE ARTTI”

“TÜRKİYE KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZA ÇIKARILAN ZORLUKLAR SON DÖNEMDE ARTTI”

“TÜRKİYE KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZA ÇIKARILAN ZORLUKLAR SON DÖNEMDE ARTTI”
“AYRIMCILIK TEMELLİ İDARİ UYGULAMALAR VAR”
“RUM YÖNETİMİ İNSANİ KONULARDA KATI TUTUMUNU GÖZDEN GEÇİRMELİDİR”
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay “Kıbrıs Rum Yönetiminin son dönemde sınır kapılarında evlilik belgesi, sürüş ehliyeti, araç sigortası ve benzeri konularda Türkiye kökenli olup güney Kıbrıs’a geçişine izin verdiği KKTC vatandaşlarına ilave idari güçlükler çıkarmakta olduğuna dikkat çekerek “Fenerbahçe’nin güney Kıbrıs’ta yapacağı maça normal şartlarda evlilik nedeniyle güney Kıbrıs’ta vatandaş yapılması gereken Kıbrıslı Türk taraftarlardan bir bölümünün kökeni ve/veya güneyden kimliği olup olmamasına bakarak yine benzeri idari güçlüklerle engel olması inanlarımızı mağdur etmiştir, Rum yönetimi bu gibi insani konularda katı tutumunu gözden geçirmelidir” ifadelerini kullandı. HP lideri Özersay açıklamasında “Rum liderliğinin yaklaşımına göre karma evliliklerde eşlere ve çocuklara verilen güney Kıbrıs’a geçiş izni başka kısıtlamalarla hem zorlaştırılıyor hem de geçebilenlerin güneyde bir futbol maçına gitmesine bile izin verilmiyor. Bunun akılla, mantıkla alakası yoktur. Güneyde yürürlükte bulunan yasalara göre ve genel anlamda insan hakları kuralları uyarınca evlilikleri nedeniyle bu insanların güneyden kimlik ve pasaport alabilmesi ve vatandaş olabilmesi gerekirken hayatları daha da zorlaştırılıyor.”
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay Kanal T’de Dilek Kırıcı’nın hazırlayıp sunduğu “Açık Oturum” programının konuğu oldu.
Özersay programda kendisine yöneltilen Güney Kıbrıs’ta UEFA Avrupa Ligi’nde oynanacak olan AEK – Fenerbahçe karşılaşmasında KKTC’den maça gidecek olan taraftarlara çıkarılan sorunla ilgili olarak “Bu bütün taraftarlar için yapılan bir uygulama değil. Ayrımcılık yapılan, idari güçlükler çıkarılan bir uygulama. Buradaki Fenerbahçe Taraftar derneği aracılığıyla bazı biletler satın alındı. Ama maçı izleyemeyecek olan insanlar var. Çünkü giriş için ayrı bir belge talep edildi insanlardan. Bunu da gidip alanlar oldu ama KKTC vatandaşı olup, eşinden dolayı geçebilenlere bu kartı vermediler. Vermeyerek fiiliyatta bilet satın almış olsanız bile giremeyeceksiniz. Burada niyet kötüyse zaten sorun aşılmaması için ellerinden geleni yapacaklar. Güney’e geçmek isteyen vatandaşlarımız kökeni nedeniyle ayrımcılığa mağdur bırakılıyorlar. Bunlar idari güçlükler çıkararak hayatı zorlaştırmak, toplumun bazı kesimleri arasında ayrım yapma yoluna gidiyorlar. Güven Yaratıcı Önlemler aslında buradan başlar” şeklinde konuştu.
“RUMLAR’IN KUZEYDEN ALIŞ VERİŞ YAPMASI PAHALILIĞIN SEBEBİ DEĞİLDİR, OLUMLU BİR ŞEYDİR”
Ekonomik konulara da değinen Kudret Özersay, Kıbrıslı Rumlar’ın KKTC’ye gelip alışveriş yapmasının ülke maliyesine ve piyasaya çok olumlu ve büyük bir katkı koyduğunu ama bazı kesimlerin popülist bir söylemle bu ekonomik aktiviteyi ülkedeki pahalılığın kaynağı gibi göstermeye çalıştığına dikkat çekerek “bu popülizmden başka bir şey değildir, çünkü ülkedeki pahalılığın kaynağı kuzeye gelip alış veriş yapan Kıbrıslı Rumlar ve diğer turistler değildir. Biz bu söylemi çok tehlikeli buluyoruz. Evet sınıra yakın bazı süpermarketler ve diğer dükkanlar zaman zaman Rum müşterilerini ve gelir düzeylerini esas alarak fiyat belirleme yoluna gidiyorlar, ama ülke genelinde pahalılığın nedeni buymuş gibi göstermek çok yanlıştır. Ülkede pahalılığın önlenmesi, zamların dizginlenmesi için gayrimeşru hükümet kılını kıpırdatmıyor olduğu için işler kontrolden çıkmıştır ve alım gücü hızla erimektedir. Ancak bunu güneyden kuzeye geçişlerle ve yapılan alış veriş ile ilişkilendirmek son derece yanlış ve tehlikelidir” dedi.
Özersay “Şu anda öyle bir durumdayız ki KKTC ekonomisine büyük katkı koyulan bir pozisyona gelindi. Kendi vatandaşının alım gücüne odaklanma sorunu var. 10 aydır hangi düzenlemeyi yapsalar fiyatlar biraz olsun dizginlenir. Rum tarafından gelenlerin akaryakıttan ve diğer hususlardan bırakmış olduğu vergi de var. Sadece firmaların ya da sektörlerin kazandığı değil önemli olan. Maliyenin de kazanması tam da bunu yapar. Maliyenin gelirleri arttı ve dönüp bunları fonları sıfırlayarak fiyatların rafa yansımasını sağlamalılar. Siz hiçbir şeyi indirmeden denetlerseniz sorunu çözemezsiniz. Oradan gelen insanlara karşı “Rumlara yaradı bu iş, biz bunun onda birini alamıyoruz” gibi bir algı yaratıldı evet doğru ama bu hükümetin sorunudur. Hükümetin piyasadaki zamları dizginlemek için adım atmıyor ve denetim yapmıyor olmasının sonucudur.

“PAHALILIĞIN SEBEBİ GAYRİMEŞRU HÜKÜMETİN ALMADIĞI ÖNLEMLERDİR”
Özersay, ülkedeki pahalılığın sebebinin Güney’den gelen Rumlar olmadığını hem dünya genelinde enflasyon bağlamında yaşanan olumsuz gelişmelerden hem de gayrimeşru hükümetin almadığı önlemlerden kaynaklandığını belirterek “Bugün dünyada en gelişmiş ülkelerin sorunu enflasyondur. Ama bizde ekstra bir artış var. Dolayısıyla KKTC’de pahalılığın sebebi buraya gelip alışveriş yapan Rumlar değil. Böyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Hayat Pahalılığı meselesiyle ilgili olarak yanlış bir felsefi yaklaşım var. Gayrimeşru hükümetin ekonomiye bakışında ters bir durum var. “Hayat Pahalılığını verdik biz gerisi bizi ilgilendirmez” yaklaşımı kabul edilemez. Sen dünyada tüm ülkeler enflasyona karşı mücadele politikaları ve paketleri açıklarken pahalılığı önlemek için ne yaptın? Dünyada bütün ülkeler değişik önlemler alıyorlar. Bizim zaten bir faiz politikası izlememize imkan yok onu anlıyorum ama bunun dışında yapabilecekleri şeyler var. Fonlarla ilgili, gümrüklerle ilgili ama hiçbirine dair adım atmıyorlar” dedi.
“TOPLUMUN BİR KESİMİNİ AYIRMAK, ÖTEKİLEŞTİRMEK ÇATIŞMA TOHUMU EKMEKTİR”
Kıbrıs Rum siyasi liderliğinin kendi toplumuna Kıbrıs Türk halkıyla ilgili olarak bazı önyargıları besleyecek söylemleri olduğuna da dikkat çeken Kudret Özersay “Kıbrıs Rum siyasi liderliği istese de istemese de Kıbrıs’ın kuzeyinde ayrı bir devlet olduğunu, bu coğrafyada bir çözüm olsa da olmasa da birlikte yaşamamız gerektiğini anlaması ve kendi halkına da gerçeği anlatması gerekir. Siz toplumun içindeki belli bir kesime ayrımcılık yaparak, belirli bir kesimi ötekileştirerek sadece ve sadece çatışmanın tohumlarını ekmiş olursunuz. Bunu yaparsanız çatışmaların tohumunu atmış olursunuz. Öyle ya da böyle bu coğrafyada birlikte yaşayacağız ve bunu değiştiremezsiniz”