Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerini “oldu-bitti yaratma taktiği” olarak tanımlayan Yunanistan Başbakanı’na Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’dan tepki geldi. Bakan Özersay “Yunanistan Başbakanı oldu-bitti arıyorsa doğru yere baksın, Kıbrıs Rum liderliğinin faaliyetlerine baksın. Kıbrıs Rum tarafının Türkiye’nin kıta sahanlığı içerisine giren alanlarda lisans vermeye başlaması, hatta öncesinde buralarda Türk kıta sahanlığı ile çakışan parseller ilan etmeye kalkışması uluslararası hukukun ihlalidir. Bu açıdan Rum tarafının bu yasa dışı girişimlerini dikkate almayarak Türkiye’nin kendi kıta sahanlığı sınırları içerisinde kazı faaliyeti yapması kadar doğal bir şey olamaz. Yunanistan Başbakanı hiç boşuna durumu çarpıtmaya kalkışmasın. Türkiye’nin kıta sahanlığı sınırları dışında kalan ve Kıbrıs adası deniz yetki alanlarına giren bölgelerde Rum tarafı bizim haklarımızı, Kıbrıs Türklerinin haklarını ENI ve TOTAL firmalarına yasa dışı lisans vererek gasp etmeye çalışırken Yunanistan neden sesini çıkarmıyor? Avrupa Birliği ile birlikte Kıbrıs Türk tarafının hidrokarbon zenginlikleri konusunda adından bile bahsetmemeye özen gösteren bir zihniyetin, bugün kendi kıta sahanlığı içerisinde kazı yapmaya yönelen Türkiye Cumhuriyeti’ne söz söyleme hakkı yoktur. KKTC olarak Kıbrıs adasının batısında kalan Türkiye kıta sahanlığı sınırları içerisinde yapılacak olan kazı faaliyetleriyle ilgili olarak Türkiye’nin yanındayız” dedi.
Özersay “Kıbrıs adasının tamamında, etrafındaki tüm deniz alanlarında Kıbrıslı Türkler olarak meşru hak ve menfaatlerimiz vardır, bunu yok saymaya kalkanlar bu bölgede gerginliğe ve istikrarsızlığa hizmet ederler. Doğu Akdeniz bölgesinde bu sorunların çözümünü gerçekten istiyorlarsa bu, Kıbrıs Türk halkının da bu konuda söz sahibi olduğunun kabulünden geçer. Kıbrıs Türk tarafı da dahil tüm ilgili tarafların masaya oturarak doğal kaynaklar konusunda çözüm olmasa da işbirliği yapmaya başlaması tek çıkış yoludur. Bölgede çatışmaya değil barışa ve istikrara hizmet etmek isteyen herkes bu konuda işbirliği yapmaya rıza göstermelidir. Tüm uluslararası aktörleri bu gerçeği görmeye ve Kıbrıs Rum liderliğini doğal zenginliklerin Kıbrıslı Türkler ile işbirliği yapılarak paylaşmaları yönünde masaya oturtmak için adım atmaya davet ediyoruz.”