Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, devlet yönetiminin her alanında partizanlık yapıldığını, bunun haksızlıkların ve eşitsizliklerin en önemli nedeni olduğunu söyledi. Özersay “partizanlık bu kadar yıldır bu ülkeye yapılan en büyük ihanettir, çünkü bunu yaparak verimliliği öldürdüler, israfı artırdılar, vatandaşın adil hizmet almasını engellediler. Üstelik Meclis’teki neredeyse tüm partiler buna ortak oldular ve bunun sorumlusudurlar. Partizanlığın damarlarına değil, adeta iliklerine kadar işlemiş olduğu siyasi partilerden artık bu ülkeye hiçbir hayır gelmez, bunu herkes çok iyi biliyor. Halkın Partisi olarak göreve geldiğimizde liyakata dayalı bir sistem kuracağız. Birileri sırf partimizdendir diye herhangi bir ayrıcalıktan yararlanmayacak, hakkı olmayan bir işi, bir araziyi bir ihaleyi alamayacak. Sırf bir partinin üyesi ya da destekçisi olduğu için hakkı yenilmeyecek ama hak eden vatandaşlarımızın hakkını da yiyemeyecek, yedirtmeyeceğiz. Biz böyle bir yeni siyaset anlayışıyla yürüyoruz, Halkın bize sahip çıkmasının, destek veriyor olmasının nedeni de budur” dedi. Halkın Partisi köy ve bölge ziyaretleri kapsamında dün akşam Alaniçi köyünü ziyaret etti. Geniş bir katılımla yapılan toplantıda Özersay’a HP Genel Sekreteri Tolga Atakan ve Gazi Mağusa İlçe Başkanı Özgür Vehit yanında çok sayıda HP yetkilisi ve gönüllüsü de eşlik etti.
Meclis’teki Partiler Müşavirlik Sorununu Çözemez
Halkın Partisi’nin Alaniçi ziyareti sırasında vatandaşların sorularını da yanıtlayan Özersay ülkede israfın sembolü haline gelmiş olan müşavirlik sorununu bugün Meclis’te bulunan partilerin çözemeyeceğini çünkü müşavirlerin bir bölümünün aslında adeta birer parti profesyoneli olduklarını ve o partiler için çalışmaya devam ettiklerini söyledi. Özersay “partilerine verilen destek karşılığında bir kıyak olarak müşavir yaptıkları isimler var. Hiç müşavirliği kaldırmaya cesaretleri yeter mi? Bu sistemi yaratanlar ve bunun bir parçası haline gelenler bu yapıyı değiştiremezler. Oysa Halkın Partisi olarak bizim kimseye, özellikle de devletten haksız yere maaş alan kesimlere herhangi bir vefa borcumuz yoktur. Bu nedenle daha önce de açıkça söylediğimiz gibi, biz müşavirliği kaldıracağız. Mevcut müşavirler arasında gerçekten hizmet verebilecek ehliyete ve niyete sahip olanlardan da yararlanacağız ama geriye kalanları “müşavir” diye bir statüde tutup en üst baremden maaş almalarına izin vermeyeceğiz dedi.
Kamu Reformu Mesai Saatinde Değişiklik Demek Değildir, Verimlilik Hedeflenmelidir
Özersay ayrıca kamuda mesai saatleri konusuna da değinerek “mesai saatlerini yap-boz tahtası haline getiren bir garip hükümet var. Muhtemelen Türkiye’den kaynak alabilmek için mesai saatleri konusunda adım atmaya çalışan ama tam olarak ne yapmak istediğini dahi bilmeyen bir hükümet. Burada önemli olan kamuda halkın verimli hizmet alamasını sağlayacak reformları bir an önce hayata geçirmektir. Yani performans sistemini gerçek anlamda ödül-cezaya dayalı olarak hayata geçirmektir, örneğin mesai saatini belirlemekten ziyade bu saatlere uyulup uyulmadığını denetleyebilmektir, ikinci iş yasağını meslek grupları arasında ayrım yapmaksızın uygulayabilmektir, vatandaşların memnuniyet derecelerini ölçecek bir geri bildirim mekanizması, gerçekten çalışır bir şikayet birimi yaratabilmektir, müşavirliğe son verebilmek, müdür ve müsteşar atamalarında liyakatın esas olacağı asgari kriterleri kural haline getirebilmektir” dedi.