Halkın Partisi Genel Sekreteri Jale Refik Rogers, Meclis’in çalışmalarına devam etmesinin yasaları tamamlamak ve pandemi sürecini yönetmek için doğru bir adım olduğunu söyledi. Televizyon programına katılarak soruları yanıtlayan Rogers, Halkın Partisi’nin önceki dönemlerde de Meclis’in yaz döneminde çalışması gerektiğini savunduğunu hatırlattı: “Meclis aslında zaten hiç kapanmıyor. Genel Kurul yapılmıyordu belki ama komiteler zaten çalışıyordu. Şimdi Genel Kurul da çalışacak. Biz Halkın Partisi olarak bunu daha önce ekonomik kriz olduğunda da Genel Kurul’un olağanüstü toplanması gerektiğini söylemiştik. O dönem Meclis’teki diğer partilere kabul ettirememiştik ama artık Covid19’dan dolayı herkeste bir görüş birliği oluştu ve bir karar alındı. Bu olumlu bir gelişmedir.”
“Faiz yasası tüketiciyi koruyan ve halkın yanında olan bir yasadır”
Meclisin komiteler bağlamında çok verimli bir süreç geçirdiğini aktaran Rogers, bu süreçte, uzun zamandır bekleyen ama çok büyük ihtiyaç olan birçok yasanın geçtiğini söyledi. Rogers şu sözlerle devam etti: “Bu yasaların geçmesi bizi mutlu eden gelişmelerdir. Bunlardan biri Tüketici Kredileri Yasası’dır. Faiz yasası olarak da bilinen, tüketiciyi koruyan ve halkın yanında olan bir yasadır. Ülkemizde birleşik faizden çok sayıda kişi mağdur oldu. Bu yasal düzenlemeyle bunun önüne geçiliyor. Tüketiciye sabit faiz opsiyonu veriliyor ve kişiler ne ödeyeceklerini bilerek kredi alabilecek. Bankalar faizleri de Merkez Bankası’nın belirlediği yüzdeye göre artırabiliyor. Ara ödeme yapmak veya borcunuzu kapatmak isterseniz de geçmişteki gibi bir masrafla karşılaşmayacaksınız, küçük bir yüzdelikle bunu da yapmak mümkün olacak.”
“Çamur at izi kalsın politikasıyla hareket etmek artık kolay olmayacak”
HP Genel Sekreteri, bir diğer önemli adımın Bilişim Suçları Yasası olduğunu ifade etti. Rogers, “Yıllardır tartışılan konulardan biridir. Hükümetlerin ömrünün kısalığı ve yasaların Meclis’e hazır gelmemesi yasaları geciktirebiliyor. Çatı yasa gibi olduğu için paydaşların katılımı çok önemliydi. Çocuk pornografisini, kişilerin banka kartı bilgilerinin çalınıp kopyalanmasını suç haline getiren, ‘çamur at izi kalsın’ politikasıyla hareket eden künyesiz haber sitelerinin Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu (BTHK) tarafından kapatılmasına zemin sağlayan geniş kapsamlı bir yasa” şeklinde konuştu.
“İlk vaka sonrası hızlı kapanma sağlık sistemine zaman vermek içindi”
1 Temmuz açılımına ilişkin görüşlerini paylaşan Rogers, ülkede ilk pozitif vakalar çıkınca hızlı bir kapanmaya gidildiğini hatırlattı ve mart ayındaki kapanmanın neden gerekli olduğunu açıkladı: “Bizim hastanemiz bir yangından çıkmıştı. Ameliyat ve yoğun bakımın da içinde olduğu bir bölüm yanmıştı. Genetik laboratuvarında günlük yapılabilecek PCR kapasitesini de iyi bilen biri olarak şunu söylemeliyim; test, yatak ve yoğun bakımdaki sıkıntılardan dolayı bu kapanmanın zaruri olduğunu düşünmüştük. Önümüzde İtalya gibi örnekler vardı. Sağlık sistemi çok düzgün olmasına rağmen koronavirüsün hızla yayıldığını, ciddi sayıda ölümlerin yaşandığını gördük. Bu örneklerden sonra hızla kapandık ki, sağlık sistemimize kendini hazırlaması için fırsat vermiş olalım.”
“Açılım yaparken sağlık sistemimizin kaldıracağının üstünde hasta sayısını engellemek önemlidir”
“Kesin bir tedavi veya aşı bulunana kadar kapalı kalalım, bir fanus içinde yaşayalım gibi bir yaklaşım da çok gerçekçi değildir. Ekonomik, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlar var” şeklinde konuşan Rogers, açılımların nasıl yapılacağının önemli olduğunu belirtti: “Yoğun bakım ve test kapasitemiz artırıldı. Günde 600 test yapılabiliyor. Açılımları yaparken mevcut sağlık sistemimizi bizi aşmamasına dikkat edilmelidir. Sağlık sistemimizin kaldırabileceğinden fazla sayıda hasta yaratabilecek bir ortamın oluşmaması önemlidir. Bu halk sağlığını koruyabilmek için şarttır. Sağlık çalışanları da hükümet edenler de kimsenin sağlık şartları nedeniyle ölüme terkedilmesini istemez. Türkiye’deki vaka sayısının artması hem sağlık çalışanlarının hem halkımızın endişelenmesine neden oldu. Bu noktada Türkiye’den karantinasız gelişlerin sıkıntı yaratabileceği yönünde endişe taşıyorduk. Yapılan değerlendirmelerle Türkiye’den geleceklere yapılacak uygulama değişti, çift PCR istenmesi kararlaştırıldı. Ülkeye girecek yolcu sayısı PCR kapasitesini aşmayacak şekilde sınırlandı. Bundan sonra pozitif vakaları sıkı takip edip sayılarda artışı yakından gözlemlemek gerekecek. Bilimsel olarak inceleme yaparak her geçen gün kararları gözden geçirmek, bazen değiştirmek gerekebilir. Dünyanın her ülkesinde benzer güncellemeleri görmek mümkün.”