Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, katıldığı programda cumhurbaşkanlığı vizyonunu anlattı. Bugün içinde bulunulan bazı sorunların önemli ölçüde çözülebileceğine inandığını belirten Özersay, “Belirsizlik içinde yaşamak bizi kimlik olarak, ekonomik olarak zorluyor. Bu belirsizliği azaltmanın mümkün olacağına inanıyorum. Kıbrıs Türk halkının iradesinin her düzeyde; Kıbrıslı Rumlarla olan ilişkisinde de Türkiye’yle ve dünyayla olan ilişkisinde bu ülkenin bütün vatandaşlarının iradesinin çok iyi bir biçimde savunulabileceğine inanıyorum. Kıbrıs Türkü’nün sesini uluslararası alanda çok daha iyi duyurabileceğimi biliyorum. Teoride değil pratikte yapacağım konusunda da iddialıyım. Kıbrıs Türkü’nün hem görünürlüğünü artırmak hem sesinin duyulmasını sağlamak, uluslararası platformlarda da bize yakışır şekilde temsil edilmesi için bir çaba ortaya koymak, ekonomik konularda içinde bulunduğumuz belirsizliği ortadan kaldırmak, Kıbrıs Türkü’nün daha aydınlık bir geleceğe yürümesini sağlamak için aday oldum. Tüm bunları gerçekleştireceğime; aldığım eğitim, sahip olduğum tecrübe ve birikimimle yapabileceğime inandığım için aday oldum” dedi.
“Kapalı Maraş’ın açılması artık kağıt üzerinde bir teori değildir”
Kapalı Maraş’ın açılmasıyla ilgili hedeflerini de anlatan Kudret Özersay, bu vizyonu 2015’teki cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya koyduğunu söyledi: “Dışişleri Bakanı olduğumda içinde bulunduğum hükümetin politikasını şekillendirdim. Bakanlar Kurulu’ndan bir karara dönüştürdüm. Envanter çalışması başlattım. Kapalı Maraş’ın eski sakinlerinin kullanımında, Kıbrıs Türk yönetimi kontrolünde açılmasını sağlayabileceğime yüzde yüz eminim artık. Herkesin 5 yıl önce söylediğim noktaya geldiğini görüyorum. Kapalı Maraş’ın açılması kağıt üzerinde bir teori değildir artık. Adım adım yapılacak. Bu düşmanca bir tavır olarak algılanmamalı, insan hakları çerçevesinde adımlar atılacak. Genel anlamda KKTC ekonomisinin, inşaat ve turizm sektörünün canlanmasını sağlayacak. Yeni iş imkanlarının doğmasını sağlayacak bir vizyondur. Kıbrıs müzakerelerinin dışında proaktif bir politika, KKTC’nin bir aktör olmasını sağlayacak, Kıbrıs Türk halkının kaile alınmasını sağlayacak bir dış politika uygulayacağım. Tüm bu saydıklarımda bizi bu yolda ilerletecek.”
“Kıbrıs meselesi dışında da bir dış politikamız olacak”
“Kıbrıs Türk halkı ve KKTC’nin Kıbrıs meselesi dışında bir dış politikası olması gerekir” ifadesini kullanan Başbakan Yardımcısı, Doğu Akdeniz’de KKTC’nin de var olduğumuzu gösterecek, bölgesel bir aktör olmamızı sağlayacak, yeni yaratıcı politikalara ihtiyacımız olduğunun altını çizdi ve ekledi: “Proaktif bir diplomasiyle ve ortaya koyacağım yeni fikirlerle bunu sağlayabileceğime inanıyorum. Bunun için en iyi örnek doğalgaz konusudur. Uzun yıllardır bu ülkenin dış politikasının şekillenmesine bir katkım oldu. Bir kavga meselesi olarak değil; Kıbrıs Türkü’nün kaynaklarını çeşitlendirmek zorundayız. Bu kaynakta bizim bir payımız var mı? Evet var. Ona erişmenin yolunu bulabileceğime inanıyorum. Çünkü bu bölgede uluslararası toplumu bu kaynakları işbirliği halinde bizimle birlikte kullanmaya yönlendirebileceğime inanıyorum. Kıbrıs Türkü’ne yeni kaynak kalemleri sağlayabileceğimi biliyorum.”
“Cumhurbaşkanının sonuç alıcı olması için her konuda ağırlığı olmalı”
Ülkenin iç sorunlarına ilişkin de Cumhurbaşkanının yapabileceği şeyler olduğuna dikkat çeken Özersay, “Sadece anayasada yazdığı için değil, diğer konularda da ağırlığı olduğu takdirde cumhurbaşkanı sonuç alıcı olur. Cumhurbaşkanının başarılı olması için bu ülkede sorunların çözümüne liderlik edebilmesi için toplumun bütün kesimlerini temsil eden, sesini duyan ve sesimizi bütün uluslararası alanlarda duyuran bir cumhurbaşkanı olması gerek. İnanıyorum ki, daha önce almış olduğum görevlerle, insanlarla kurduğum iletişimle de doğduğu yer etnik kökeni ayırmaksızın, toplumun bütün kesimlerine eşit mesafede durup hassasiyetleri anlayabilecek, bunları dış politikamıza yansıtabilecek bir cumhurbaşkanı olabileceğime inanıyorum” ifadesini kullandı.
“Cumhurbaşkanı partiler üstü bir görev yeridir, bağımsız yolumda yürüyorum”
Kudret Özersay, Cumhurbaşkanlığı adaylığının işaret fişeğini 6 Ocak’taki Halkın Partisi’nin kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada yaktığını söyledi. Özersay adaylık sürecini şu sözlerle anlattı: “Bir önceki seçimde bağımsız bir cumhurbaşkanı adayı olarak halkın önüne çıktım. Cumhurbaşkanlığı seçimi bir siyasi parti seçimi değil. Bir genel seçim gibi de olmamalı zaten. Cumhurbaşkanlığı partiler üstü bir görev yeri. Herkesin kendi tercihidir, saygı duyarım. Tercihime de saygı duyulmasını beklerim. Aday olduğum gün seçimin sonucunu beklemeksizin parti başkanlığından istifa ettim. Bağımsız aday olarak da yolumda yürüyorum.”
“Brexit’le birlikte önümüzde önemli bir ticari fırsat kapısı açılıyor”
Programda Özersay, Kıbrıs sorununa ilişkin görüş ve hedeflerini de paylaştı. Kıbrıs sorunuyla ilgili 52 yıldır süren ezberi devam ettirmeyeceğini belirten Başbakan Yardımcısı, “Kıbrıs’ta bir çözümü destekliyorum, net!” dedi. Şu anda ülkede federasyonu sağlayacak şartların olmadığını sözlerine ekleyen Kudret Özersay, taraflar arasında güven, ortak vizyon olmadığını ve o nedenle de ısrarcı olmayıp yeni yollar bulmamız gerektiğini ifade etti.
“Çözüm, çözümden önce işbirliği ile mümkündür. Kademeli olarak işbirliği konuları genişletilmelidir. Nihai şekline bugünden karar vermemize gerek yoktur” şeklinde konuşan Özersay ülkenin önünde yeni fırsatlar olduğunu söyledi: “Brexit’le birlikte önümüzde önemli bir ticari fırsat açılıyor önümüze. Yeniden üreten bir ekonomi için tohumlarını bugünden atmalıyız.”