Halkın Partisi son günlerde Kıbrıs sorunu konusunda yaşanan gelişmeleri değerlendirmiş ve konu ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı hissetmiştir. HP, Kıbrıs’ta federal bir ortaklığın kurulmasının önündeki en önemli engellerden birisinin Kıbrıs Rum tarafının yönetimi ve zenginliği Kıbrıslı Türkler ile paylaşmaya hazır olmamasıyla ilgili olduğunu ve bunun son dönemde yaşanan gelişmelerle bir kez daha doğrulandığını düşünmektedir.
2004 yılında BM tarafından da açıkça vurgulanan Rum tarafının “paylaşmaya hazır olmama” sorunu, Cumhurbaşkanı Akıncı da dahil pek çok kişi tarafından bir zihniyet değişimi ihtiyacı olarak tanımlanmış ve defalarca tekrarlanmıştır. Üstelik Kıbrıs Rum tarafında bu açıdan herhangi bir değişim olmadığı Sayın Cumhurbaşkanı tarafından son liderler yemeği ertesinde de teyit edilmiştir.
Biz Halkın Partisi olarak gelinen aşamada en önemli tehlikenin aynı müzakere sürecinin kaldığı yerden devam etmesi olduğunu düşünüyoruz. Müzakerelerin kaldığı yerden devamı, statükonun bir 50 yıl daha sonuçsuz müzakerelerle gizlenerek devam ettirilmesi anlamına gelecektir.
Geçtiğimiz yıl İsviçre’de başarısızlığa uğrayan ve BM Genel Sekreteri tarafından da bu şekilde tarif edilmiş müzakereler ertesinde, o eski sürecin içerisinde masaya gelmiş olan ve pek çok açıdan yoruma açık, her isteyenin kendi beğendiği tarafa çekebileceği bir kağıda yaslanılarak müzakerelerin yeniden başlamasına neden olacak tutum ve davranışlardan kaçınılması gerektiğini düşünüyoruz. Bizi sonuca götürmeyen ve şikayetçi olduğumuz bir müzakere sürecinin bir parçası olan böyle bir kağıda yaslanılması, eski sürecin aynen devam ettirilmesini de beraberinde getirme tehlikesini içermektedir.
Halkın Partisi Sayın Akıncı’nın buna kesinlikle fırsat vermemesi gerektiği düşüncesindedir. Kaldı ki son günlerde nereye çekilirse oraya götürülebilecek nitelikte olan böyle bir kağıt temelinde yapılan hamleye Kıbrıs Rum tarafından gelen yanıt, Rum liderliğinin kendi yorumunu Kıbrıs Türk tarafına empoze etmeye çalıştığını göstermiştir. Üstelik Kıbrıs Rum liderliği ortada başka bir BM kağıdı varmış gibi davranarak “yorum ve belge farklarını oturup konuşuruz, bunun için de müzakereye kaldığı yerden devam ederiz” tavrını ortaya koymuştur.
Kıbrıs Türk tarafı 50 yıldır devam eden bu kısır döngüye yeniden girip bir 50 yıl daha müzakereye hapsolmamalıdır. Halkın Partisi, aynı şeyler yapılarak farklı sonuçlar alınamayacağını akılda tutarak Kıbrıs’ta gerek süreçle gerekse masada müzakere edilen olası bir ortaklıkla ilgili
olarak çok daha sorgulayıcı bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu düşünmektedir. Kıbrıs Rum tarafı yönetim ve zenginliği paylaşmaktan çok uzaktadır. Bu nedenle bu tavır değişmediği sürece müzakereye girme konusunda temkinli olmak ve Kıbrıs Türkü’nü sonuçsuz müzakerelere mahkum edecek yaklaşımlardan uzak durulması gerekir. Türlü zorluklar içerisinde var olma mücadelesi veren Kıbrıs Türkü’ne yeni bir hayal kırıklığı yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Rum tarafında bir zihniyet değişimi olmadığı sürece başlayacak herhangi bir müzakere süreci statükonun devamından başka bir şeye hizmet etmeyecektir.
Gelinen aşamada ihtiyaç müzakere değil, bu adanın geleceği konusunda gerçekçi çözümleri tartışabileceğimiz bir diyalog sürecidir. İki tarafın arasında güvenin oluşturulması, işbirliği imkanlarının zorlanması, anlamsız ve sonuçsuz bir müzakere sürecinden çok daha gerçekçi ve gereklidir. Halkın Partisi Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı bu hususları dikkate alarak hareket etmeye davet eder.