“HÜKÜMET TEŞHİSİ DOĞRU KOYUP VATANDAŞA ÇARE ÜRETEMEDİ”
Halkın Partisi Girne Milletvekili Erek Çağatay, yanlış politikalar nedeniyle zaten sıkıntıda olan ülke ekonomisinin pandemiden sonra iyice kötü bir hal aldığını söyledi. Pandemiden önce devleti “gün işleyip gün yiyen bir kişiye” benzeten Çağatay, “Aylık gelirleriyle ancak cari harcamalarını karşılayan bir yapıya sahipti; ki bu sağlıklı bir ekonomik yapı değildi. Üretmek ve ürettiğiniz kadar tüketmek zorundasınız ama baktığınızda ithalatla ihracat arasında büyük uçurum vardı. 2019’da ithalat 1 milyar 800 milyon dolarken ihracat 100 milyon dolar civarındaydı. Bu büyük fark, yapısal bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. Zaten sürdürülebilir değildi; pandemiyle beraber gördük ki devlet fakir. Devlet, vatandaşının yardıma ihtiyacı olduğunda bu yardımı çok cüzi bir miktarda yapabiliyor, çünkü bir birikimi yok. Bu kadar yıldır doğru yöneltilmeyen ekonomi, ekonomik politikaların zayıflığı ve kendi kendine ayakta duramayan bir yapı; pandemiyle birlikte çok daha vahim bir hal aldı. Şu anda kapalı olan sektörler, devlet desteği olan 1500 TL’lerini ne zaman alacaklarını bekliyorlar” ifadesini kullandı. Pandeminin başında belli bir kısmını devlet karşılayacak şekilde vatandaşa kredi alabilme kolaylığı sağlandığını hatırlatan HP Milletvekili, bugün aynı politikayı uygulamaya çalışmanın yetersiz olacağını, çünkü krizin çok daha fazla derinleştiğini belirtti. Çağatay şu sözlerle devam etti: “Diğer ülkelerin hibe programlarına baktığınız zaman bizim devletimizin bu tür programları uygulayamayacak durumdadır. Bu hükümet teşhisi tam koyup derde deva olacak çözümü üretememiştir. Tanınmayan, uluslararası camiada sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan bir devlet olarak uluslararası finans kuruluşlarına erişimimiz çok zor, neredeyse imkansız. Coğrafi, maddi, manevi bakımdan yanımızda olan Türkiye var. Türkiye’yle bile ithalat-ihracat bağlamında yeteri kadar verimli bir ilişki söz konusu değil. Türkiye Ticaret Bakanı, ülkemizi ziyaretinde; iki ülke arasındaki ticaret ilişkisinin TL bazında yapılması gerektiğini vurguladı ki; bu çok ümit verici bir açıklamadır. Umarım en kısa zamanda KKTC’nin lehine olacak bu adım atılır.”
“CUMHURBAŞKANI 5+1 ÖNCESİNDE SİYASİ PARTİLERE AÇIKLAMA YAPMALIDIR”
Erek Çağatay açıklamasında Cenevre’de yapılacak 5+1 toplantıya da değinerek, toplantının gayriresmi olduğuna vurgu yaptı. Toplantıda müzakereye götürülebilecek bir zeminin olup olmadığının yoklanacağını anlatan Çağatay, şu an ortak bir zemin olmadığını ifade etti. Rum tarafının müzakerelere kalınan yerden devam etmek istediğini, Kıbrıs Türk tarafının ise Ersin Tatar’ın cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte egemen eşitlik temelinde bir modeli masaya getireceğini aktardı. Halkın Partisi olarak Tatar’ın bu öne sürdüğü önerinin altını nasıl dolduracağını Meclis’e ve siyasi partilere açıklamasını istediklerini söyledi. HP Milletvekili; “Rum tarafının ‘kaldığımız nokta’ dediği yer Crans Montana’nın çöktüğü noktadır. Çünkü gerçek anlamda federasyon ister gibi görünen Rum tarafı esasen federasyonu değil; statükonun devamı istiyor. Halkın Partisi olarak biz 2017’den bu yana federasyon zemininin kalmadığını söylüyoruz. Çünkü federasyon zenginliği ve yönetimi paylaşmaktır. Rum yönetimi zenginliği ve yönetimi paylaşmak bir kenara dönüşümlü başkanlığı bile tartışmaya açıyor. Bizi azınlık olarak görüyor. Halbuki, Kıbrıs Türk tarafı 1960’da iki eşit ortaktan biriydi; veto ve self determinasyon hakkı vardı. O hak bizi KKTC’yi ilan etme noktasına getirmiştir. Rum tarafı bu hakları yok sayıp kendi egemenliğini tüm adaya ve denizlerimize taşımaya çalışmaktadır. Örneğin doğalgaz konusundaki tavrıyla bizi dışlayarak yaptığı arama ve sondaj faaliyetlerinden bizimle zenginliği paylaşmak istemediğini kolayca anlıyorsunuz. Tek egemen gibi davranmasının nedenlerinden biri uluslararası camia tarafından Kıbrıs adına tanınan tek yönetim olarak görülüyor. Bu konforlu ortamında bizimle anlaşmak istemiyor. Müzakere masası kurulsa da çözüme gitmek için kullanılmıyor, masada bizi oyalıyorlar. Bizim HP olarak görüşümüz; Türkiye’yle birlikte sahaya inmiş halimizi korumamız lazım. Rumların yaptığı gibi ruhsat vererek, TPAO’nun bizim adımıza arama yapmasını sağlayarak şartları eşitlemiş olduk” dedi.