“Karaoğlanoğlu Balıkçı Barınağı, nefes alma alanı olarak korunmalıdır”
Halkın Partisi Girne Milletvekili Erek Çağatay, Karaoğlanoğlu Balıkçı Barınağı 1974 öncesinden beridir aynı noktada aktif bir şekilde faaliyette olmasına rağmen, resmi olarak Balıkçı Barınağı ilan edilmediğini ifade etti. Karaoğlanoğlu’nun halkın teknesi ile denize açılabileceği, balık avlayabileceği, su sporu yapabileceği, tek nefes alma alanı olarak korunması gereken bir yer olduğunu belirten Çağatay, “Her kış fırtınalardan zarar gören barınak, Karaoğlanoğlu Avcılık, Atıcılık ve Balıkçılık Derneği öncülüğünde, bölge halkının katkılarıyla belli oranda tamir edilmeye çalışılmaktadır. Bölge halkı, Yedidalga, Kayalar ve Lapta balıkçı barınaklarının tamir edildiği gibi, Karaoğlanoğlu’na da destek verilmesini talep ediyor. Barınaktaki mendireğin acil olarak dağ taşı ile desteklenerek her yıl yaşanan sıkıntılar kalıcı bir şekilde gidermek mümkündür” şeklinde konuştu.
“Karaoğlanoğlu’ndaki sorunun çözümü Girne Antik Limanı’nın da yükünü azaltacaktır”
“Bölge halkının endişelerini gidermek ve emeklerin heba olmasını önlemek adına bir çözüm yolu bulunması gerektiği kanaatindeyim” diyen Erek Çağatay, hükümetin gerekli adımları atarak sıkıntının aşılacağına inandığını belirtti. Çağatay, “Bu bölgedeki sorunun çözümü, yalnızca Karaoğlanoğlu Halkına hizmet değildir, Girne Antik Limanın yükünün azaltılacağını düşünürsek, ülke balıkçılığına ve turizmine de büyük bir katkıdır” dedi.
“Pandemi süreci tarım, hayvancılık ve balıkçılığın hayati önemini hatırlattı”
HP Milletvekili Çağatay, pandemi sürecinin bir ülkenin tarım, hayvancılık, balıkçılık gibi kaynaklarında, kendi kendine yeterli olmasının, hayati önem taşıdığını gösterdiğini belirtti. Çağatay yaptığı açıklamada, bu süreçte, dünyada tedarik zincirlerinin aksaması, konuyu daha da önemli hale getirdiğini; bu nedenle tarım, hayvancılık, balıkçılık alanlarında sağlam bir politikanın oluşturulmasının şart olduğunu söyledi. Çağatay, “Bu alanlara özel önem verilmesi lazımdır diye düşünüyorum. Bu sektörlerin, dünyada örnekleri görüldüğü gibi, gelişmekte olan ülkeler için kalkınmada lokomotif olabildiği göz ardı edilmemelidir. Bu yolla sermaye birikimi sağlanabilir ve diğer sektörlerin önü açılabilir” ifadesini kullandı.
“Su Ürünleri Yasası, kaynaklardan yararlanma, türlerin korunması ve yetiştiricilik için önemlidir”
Bir ada ülkesi olan KKTC’nin en önemli zenginliklerinden birinin denizleri olduğunun altını çizen Erek Çağatay, denizlerden daha fazla yararlanılması gerektiğini; ekonomiye daha fazla katkı sağlayan bir sektör haline getirilmesinin şart olduğunu belirtti. Yasal altyapı eksikliklerinin giderilmesinin, bilimselliğe dayalı, sürdürülebilir, planlı bir üretim için su ürünleri politikası geliştirilmenin hayati olduğunu söyleyen Erek Çağatay, Su Ürünleri Yasası’nın önemine işaret etti. Çağatay yasaya ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Yasanın amacı, su ürünleri kaynaklarından yararlanırken, sürdürülebilirlik, yetiştiricilik ve avcılığın düzenlenmesi, türlerin korunması, su kirliliğinin önlenmesi, üreticilerin örgütlenmesi gibi temel hedeflere yönelik düzenlemeler getirmektir. Yasada öncelikli olarak, balıkçılık faaliyetlerine yönelik ilave tedbirler ve yaptırımlar yer almaktadır. Cezaların caydırıcı ve uygulanabilir olması hedeflenmiştir. Resmi kontrol ve denetimlerin etkin yapılabilmesi için ilgili kurum ve kuruluşların, Tarım Bakanlığına yardımcı olmaları ve işbirliği yapmaları amaçlanmıştır.”