“ÜLKENİN İHTİYACI, BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE BU KAOSTAN ÇIKMAKTIR”
Halkın Partisi Genel Sekreteri Gülşah Sanver Manavoğlu, ekonomik krizin pandemi ve dövizde yaşanan yükseliş nedeniyle daha da derinleşeceğini söyleyerek ülkenin ihtiyacının birlik ve beraberlik içinde bu kaostan çıkmak olduğunu belirtti; “Ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için büyüme ve kalkınma dikkatli planlanmalı, birlikte hareket edilmelidir” diye konuştu. Manavoğlu, siyasi ortamın da hızla toparlanması ve halkın iradesine kısa zamanda başvurulması gerektiğinin altını çizdi; “Önceliğimiz memleketin menfaatidir” dedi.
“ZORLA KURULAN BU HÜKÜMETİN ÜLKEYE BİR FAYDASI DEĞİL, ZARARI OLACAĞINI BAŞTAN SÖYLEMİŞTİK”
UBP-YDP ve DP’nin koalisyon ortağı olduğu azınlık hükümeti kurulmadan önce Halkın Partisi’nin böyle bir hükümetin sürdürülebilir olmayacağı konusundan uyarıda bulunduğunu aktaran Gülşah Sanver Manavoğlu, katıldığı televizyon programında şu değerlendirmelerde bulundu: “Bugün gelinen durumun sorumlusu, her şeye rağmen bu hükümetin kurulmasına onay veren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dır. Bu hükümete onay veren vekillerin çoğu, senelerdir siyasetin içinde olan, böyle bir hükümetin sistem içinde nasıl bir kaosa neden olacağını önceden öngörebilecek kişilerdir. Tecrübelerimizden yola çıkarak; zorla kurulan bu hükümetin ülkeye bir faydası olmayacağını hatta zarar vereceğini baştan söyledik. Nitekim yaşanan 10-11 aylık süreç bizi doğruladı. Halkın Partisi olarak, kurulacak seçim hükümetinin Meclis’te grubu olan üç siyasi partinin katılımıyla geniş tabanlı bir teknokrat hükümet olması önerisini yapmıştık. ‘Hep birlikte gerekli yasaları geçirerek, memleketin menfaatine olan konularda şeffaf bir şekilde konsensusa vararak süreci yönetelim’ dedik. Ancak UBP ve CTP bunu yapmak istemedi. Kimse kendi menfaatini göz ardı etmeye yanaşmadı.”
“HÜKÜMETE DESTEK VEREN BAZI VEKİLLER, KİŞİSEL TALEPLERİ YERİNE GETİRİLMEYİNCE HALKA KARŞI SORUMLULUĞUNU UNUTTU”
Başbakan Ersan Saner’in bir yandan siyasi etikten, haktan, hukuktan bahsederken yapılanların bu kavramlarla asla örtüşmediğini söyleyen Manavoğlu, hükümetin istifasını sunmasının ardından Kalkınma Bankası’na iki müdür alımı için münhale çıkılmasını sert bir dille eleştirdi. Kişiye özel münhaller olduğunu belirten Genel Sekreter, bakanlıkların partizanca ve seçim yatırımları için kullanıldığını, Kalkınma Bankası’ndan seçim yatırımı olarak kredi verilmeye de çalışıldığının altını çizdi. Manavoğlu şöyle konuştu: “40 yıldır bu ülkeyi adil yönetmeyip çıkıp haktan hukuktan bahsediyorlar. Bu hükümet döneminde Anayasa’ya aykırı birçok kanun gücünde kararname oldu. Yasa olarak getirmelerini istedik. Komitelerde çoğunluk onlarda olmasına rağmen geçiremeyecek kadar basiretsiz davrandılar. Bu hükümet kurulurken 27 kişi onay verdi. Kişisel menfaatler ve talepler karşılanmadığı için, kurulurken onay verenler sorumluluklarından kaçtılar. Bugün gelinen durumda Ersan Saner kadar, onay verip sorumluluklarından kaçanların da çok payı var. Ersan Bey’le liderlik yarışında olanların ‘Bırak hükümeti kursun da boyunun ölçüsünü alsın, halk da partililer de görsün. O çökerken biz çıkalım’ mantığıyla davrandıklarını düşünüyorum. UBP içindeki çekişmenin bir sonucudur da diyebiliriz. Ben halkın yerinde olsam, bu ülkeyi 10 aydır rezil eden 27 vekilin bir tanesine oy vermem. Halkın devlet inancını ve umudunu yerle bir ettiler.”
“ESKİ SİYASET ANLAYIŞIYLA, KİŞİSEL PAZARLIKLARLA ÜLKEYİ YÖNETMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Gülşah Sanver Manavoğlu, sonradan bağımsız vekil olan Serdar Denktaş ve Bertan Zaroğlu’nun talepleri yerine getirilmediği için hükümet nisap desteği vermediğini söyleyerek; “Bir algı yaratılıyor ama halk neyin ne olduğunu bilmelidir. Madem halk menfaatini düşünüyorlar, herkese akıl veriyorlar; o zaman Meclis’e girip başta destek verdikleri hükümetin geçirmek istedikleri yasaları geçirsinler. Muhalefeti hedef almaları abesle iştigaldir. Bizim bulunduğumuz hükümetlerde hiç nisap problemi yaşanmadı. Ancak ne yazık ki eski siyaset anlayışıyla, kişiler pazarlıklarla ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar” ifadesini kullandı.