“Halkın içinden geldik, halk için çalışmaya devam edeceğiz”
Halkın Partisi Genel Başkanı Yenal Senin, parti olarak ziyaret ettikleri bölgelerde halkın desteğinin çok açık olduğunu söyledi. Gündemin önemli konularına ilişkin açıklamalarda bulunan Senin, “Partimiz adı gibi, halkın partisidir. Gittiğimiz bölgelerde destek çok açıktır. Biz hükümete gelmeden de sokaktaydık, hükümetteyken de sokaktayız. Halkın içinden geldik ve o bağı koparmadık. Eleştiren elbette var ama toplanan kalabalık için ‘ilk kez böyle kalabalık gördüm’ diyen oldu bölge insanından. Örneğin Maraş’ta toplanan taşıma olmayan, bölge insanından oluşan kalabalık, Maraş’ın bizi benimsediğini gösterdi bize. 2014’te Kudret Özersay, Maraş’ın nasıl açılacağını anlattığında alay edenler şimdi aynı noktaya geldi. İçişleri Bakanlığı’nın sosyal konut projesi var. İnsanlara kişisel menfaat dağıtmanıza gerek yoktur. Çalıştığını görür ve desteğini verir. Biz 9 milletvekiliyle bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. 2018’de destek %17’ydi. Ve yeni bir parti için büyük başarıydı. Tek başına hükümet olmadığınızda vaatleri hayata geçirmek daha zor. O nedenle bu desteğin daha da artması gerek. Halkın Partisi’nin gailesi geçim, sağlık, ekonomi, sosyal adalet ve hukukun hayata geçmesidir. Halk için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanlığı seçimi bir parti seçimi değildir, ülkenin geleceği için çok önemlidir”
Cumhurbaşkanlığı seçimi için sürecin başladığına işaret eden Yenal Senin, seçime kanalize olurken hükümet işlerine de özen göstermeyi sürdüreceklerini belirtti. Toplum için önemli bir dönemeçten geçildiğine dikkat çeken Senin, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, İngiltere’nin Brexit süreci ve ölü bir müzakere dönemi sonrasında Kıbrıs Türk tarafının nasıl bir politika izleyeceğinin büyük önem kazandığını belirtti. Senin, “Vatandaş 11 Ekim’de sandığa giderken bu gelişmeleri değerlendirmelidir. Maraş konusunda kimin neyi nasıl söylediğine dikkat etsin, uluslararası arenada kimin neyi nasıl anlatacağını gözlemlesin. Bu bir parti seçimi değildir, bu iş başkadır. Gerginleştiren değil, birleştiren, kucaklayıcı bir rol oynayacak, uluslararası hukuktan, deniz hukukundan anlayan kişiyi seçmeli. Ekim ayındaki seçim ülkemizin geleceği için çok önemlidir” dedi.
“Girne’nin bugünkü durumunun nedeni bir imar planının olmamasıdır”
Yenal Senin, Girne’de turizmin hareketlenmemesini ve diğer bölgelerin tercih edilmesini, Girne’de bir imar planı olmamasına, yoğun trafiğine bağladı: “Dönem hükümetlerinin yaklaşık 203 bölgeye 10 kat ve üzerinde apartman izni verdi. Ne altyapı bunu kaldırdı ne deniz kaldırdı. ‘İskele Girne olmasın’ dememizin sebebi de budur. İmar Planı konusunda partimizi ısrarlıdır. İnsanlar sessizliği, bakir doğayı seviyor, o nedenle İskele’yi, Karpaz’ı tercih ediyor. O bölgelerin 15 sene sonra bu duruma gelmemesi için imar planı şarttır. 50 yıl sonra da bugünkü halini korumamızın yolu budur. Bu nedenle de geri adım atmayacağız.”
“Bugün olduğu gibi 4’lü koalisyonda da usulsüz istihdamlara karşı çıktık”
Seçim öncesi devlete yapılan istihdamlara yönelik eleştirileri yanıtlayan Yenal Senin, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın teyzesinin kızını işe aldırdığı iddialarının gerçeği asla yansıtmadığını söyledi. Halkın Partisi’nin veya partinin herhangi bir yetkilisinin böyle bir talepte bulunmadığını belirten Senin, böyle bir alımın olmadığının altını çizdi. Siyaset arenasında nasıl algı oyunları yapıldığını yaşayarak tecrübe ettiklerini ifade eden Senin sözlerine şöyle devam etti:
“Bir algı operasyonu yapılıyor. İnsanların taraf olması, bir ideolojiyi, bir siyasi partiyi desteklemek yanlış bir şey değildir. Düşüncelerin dile getirilmesinde bir sıkıntı yoktur. Ancak sadece Kudret Özersay üzerine oynanıyor olmasını görmemek mümkün değildir. Ortada bir hükümet protokolü var. Orada diyor ki; ‘istihdam her ne şekilde olursa olsun iki tarafın onayıyla yapılacak’. Dün Meclis’te çıkıp Halkın Partisi niye susuyor diyenlere bir cevap vermek için dörtlü koalisyon dönemini hatırlatmak istiyorum. Biz dörtlü hükümet döneminde Piyangolar Birimi’ne alınanları da biliriz, Lefke-Avrupa Üniversitesi’ne alınanları da, Çalışma Bakanlığı’na alınanları da biliriz. Biz o zaman da kavga ettik. O zaman da partiler arası bunu tartıştık. O zaman sessiz olanlar bugün bize neden sustuğumuzu sormasın. Tarihin sayfalarını açarsak 2004-2009 arası CTP-DP / CTP-ÖRP dönemi 6200 kişinin kurum, kuruluş ve devlet dairelerine alındığını unutmadık. Meclis’te çıkıp afili sözlerle bugünü eleştirirken tarih arkanızdadır.”
“Yalan üstüne siyaset yapanlara karşı alnımız açıktır”
HP Genel Başkanı, Vakıflar Dairesi için yapılan sözlü münhalinde soru sorulmadığını öğrendiklerinde buna asla onay vermeyeceklerini, hükümet krizi olacağını söylediklerini ve münhali ertelettiklerini aktardı. Senin diğer kurumlarla ilgili istihdamlar için de açıklama yaptı: “KIBTEK’e 88 kişi alınmasını onaylamayacağımızı söyledik. Toplu İş Sözleşmesi’ni inceleyerek içindeki personel alım koşullarıyla ilgili bir maddeyle bu alımı da engelledik. Vakıflar Bankası için seçim sonrası münhal yapılacak. Kooperatif Merkez Bankası için ilk defa DAÜ’de yazılı sınav yapıldı. Spor Dairesi’ne 16 kişilik geçici işçi istihdamı yapılması gerekiyordu. Hangi sahada ne gereksinim var, belirlendi. Temizlik işçisi, saha bakımı ve elektronik skorboard bakımı. Spor dairesinde elektrik eğitimi almış olan, temizlikle ilgili sağlık raporu olan, çimle ilgili ağır vasıta ehliyeti veya konuyla ilgili deneyimi olan kişiler için münhale çıktık. Gençlik Dairesi ve Tarım Dairesi’ne alımlar yapılmıştır. Bu alımlar bizim onayımızla olmamıştır. Eşitlik ilkesine aykırıdır, sorun vardır. Bir önceki hükümette olduğu gibi bu hükümette de bu alıma itiraz ettik. Yalan üstüne siyaset yapanlara karşı alnımız açıktır.”