HP GENEL BAŞKANI KUDRET ÖZERSAY: SİYASİ PARTİLERİN ÜLKE GELECEĞİ İÇİN BULUŞMASI HALKA UMUT OLDU.

HP GENEL BAŞKANI KUDRET ÖZERSAY: SİYASİ PARTİLERİN ÜLKE GELECEĞİ İÇİN BULUŞMASI HALKA UMUT OLDU.

“SİYASİ PARTİLERİN ÜLKE GELECEĞİ İÇİN BULUŞMASI HALKA UMUT OLDU”

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Serdar Denktaş’ın evinde yapılan toplantının insanlara toplumsal mutabakat anlamında umut olduğunu söyledi. BRT yayınında konuşan Özersay, sine-i millet kararının bir başlangıç adımı olacağını, meclisin dışındaki, muhalefetteki diğer siyasi partilerle, sivil toplum örgütleriyle görüşeceklerini önceden söylediklerini anlattı. Özersay sözlerine şöyle devam etti: “Biz sine-i milleti bu süreçte yapacağımız temaslar olarak tanımladık. O nedenle de Sayın Denktaş’ın davetini olumlu karşıladık. Siyasi görüşlerimiz farklı, Kıbrıs meselesi çözümüne ilişkin yaklaşımlarımız farklı ama memleketin geleceği hepimizin gailesi, kaygısı. Tekrar bir araya gelinebilir. Kamuoyunda da olumlu bir karşılığı oldu. Çünkü ülkenin geleceği konusunda kaygı duyan, farklı siyasi görüşlerde de olsa birliktelik ister, umut ister. Daha geniş tabanlı bir mutabakat hükümeti önerdiğimizde de halktan destek bulmuştuk. Memleket, alım gücü dibe vurmuş, kamudaki tıkanıklık ortada… O nedenle halkın siyasilerden birliktelik beklentisi vardır. Memleketin iyiliği için diyalog kapısının açık olması gerekiyor diye düşünüyoruz. ”

“PM KARARI, HERKESİN GÖRÜŞÜNÜ SÖYLEYEBİLDİĞİ DEMOKRATİK TOPLANTILAR SONUCUNDA ALINDI”

HP milletvekilleri Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers’ın Parti Meclisi’nden çıkan sine-i millete dönme kararına rağmen vekillikten istifa etmeyeceklerini açıklamasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Özersay, şöyle konuştu: “Sine-i millet kararı birkaç saatte alınmış bir karar değildir. Bu konu öncelikle Parti Meclisi’nde vekillerin de yorum yazabileceği, görebileceği şekilde tartışmaya açılmıştır. Sonrasında sosyal medyaya düşmüştür. Dolayısıyla basından öğrendiklerine dair iddiaları bu nedenle doğruyu yansıtmıyor, üyesi oldukları Parti Meclisi’nde onların da katılımıyla tartışıldı. Kaldı ki, konu PM’ye gelmeden önce her iki vekile de mecliste, sine-i millet konusunda ne düşünüyorsunuz diye sordum. Bu konuda uzun içerikli bir tartışma yapmadık, bunun tartışılabileceği yanıtını verdiler ve sonrasında PM’de konu gündeme geldi. PM üyelerine de ne düşündüklerini sordum. Biri beş diğeri altı saatlik yüz yüze iki PM toplantısı yaptık. Bu toplantılarda söz isteyen herkes konuşma yaptı. Herkes fikrini beyan etti. Bu toplantılardan dokuz gün sonra, yani herkesin birilerini arayıp lobi de yapabileceği bir sürecin ardından yapılan oylamada %71 oranında sine-i millet kararı çıktı. Siyasi partilerde parti meclislerinin alacağı kararlar bağlayıcı olur. Milletvekilleri olarak bizler Halkın Partisi vekilleri olarak seçildik. Meclis’te partinin vekili olarak görevdedir. Bugüne kadar birlikte mücadele ettiğim iki arkadaşım da bağımsız olarak değil, HP’nin vekili olarak meclistedir. Meclisin bugünkü durumunda, kantarın topuzunun iyice kaçtığı bugünlerde, iradenin ve demokrasinin bu kadar zarar gördüğü bir dönemde, mecliste durmaya devam etmek olan biteni kanıksamak, normalleştirmek anlamına geliyor. Demokratik teamüllere aykırı kurulan ve meşruiyet sorunu olan bir hükümet olduğuna göre meclis çatısı altında olursak meşru muamelesi yapmak zorunda kalacağız. Koalisyonda yer alma, hükümetten çekilme, bugün istifa etmek istemeyen bir milletvekilimizin Mağusa’dan birinci sıradan seçime girmesi gibi her kararı PM verdi. O kararlar nasıl ki bağlayıcıydı, bugünkü karar da bağlayıcıdır.”