“PROTOKOLÜN EKLERİ PAYLAŞILMADI, REEL SEKTÖRÜN HANGİ KESİMİ, NE ŞEKİLDE DESTEKLENECEK?
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Türkiye’yle imzalanan 2021 Mali Protokolü’nün sadece kendisinin olduğunu ve anlaşmaların ayrılmaz parçası olan eklerin kamuoyuyla paylaşılmadığını belirtti. Katıldığı programda soruları yanıtlayan Özersay şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Cumhuriyeti zor zamanımızda bizim yanımızda olan tek devlettir, burada da bir katkı sözü veriyor, doğrudur. Ancak bu resmin içinde netleşmeyen bazı şeyler var. Bu anlaşma sonrasında da durum hala iç açıcı değildir. Bir Anlaşmalar Hukuku Uzmanı olarak anlaşma dediğinizde anlaşmaların ayrılmaz bir parçası olan ekler, belgeler, tablolar, protokoller vardır, içinde de açıkça yazar. Onları kamuoyuyla paylaşmadılar. Elimizde anlaşmanın sadece kendisi var. Anlaşmanın temel maddesi hibe konusudur. Kıbrıs Türkü için bulunduğumuz kötü ekonomik durumda esas önemli olan yapılacak olan hibedir. Çünkü kimse kredi alacak durumda değildir. Hibenin üç alt başlığı var; altyapı, savunma ve reel sektör. Savunmanın rakamı zaten 769 milyon TL. hibe olarak verileceği söylenen 2 milyar 250 milyon TL’nin içinden savunmayı düşmek gerekir. Geriye kalanın içinden devam eden, bitmeyen yolları düştüğünüzde, reel sektöre verilecek olan kalan miktardır. Onun ne kadar olduğunu ancak o eki görürsek anlayabileceğiz. Ayrıca bu miktarı reel sektörü hangi anlamda ve hangi kesimi desteklemek için kullanacaklar?”
“AZINLIK VE SEÇİM HÜKÜMETİNİN REFORM YAPACAĞINI DÜŞÜNMEK NE KADAR GERÇEKÇİDİR?”
“Bu kaynağın KKTC’ye aktarılmasının bir şartı var. Diyor ki 2021 için reform ve hedefler koydum, eklerde bunlar var. Bu reform ve hedefler yapıldıkça peyderpey bu miktar aktarılacak. Bu reformlar nelerdir?” sorusunu yönelten Özersay, bir reform hükümetiyle karşı karşıya olmadığımızı söyledi. Özersay, “Mecliste çoğunluğu olmayan, tek bir komite dışında komitelerde çoğunluğu olmayan, yasa değiştirmek için muhalefetin desteğine ihtiyaç duyan bir hükümet var. Azınlık ve seçim hükümeti ama reformlar yapacak ve reformlar karşılığında da Türkiye kaynak aktaracak. Ne kadar gerçekçidir?” diye konuştu.
“ÖZGÜRGÜN’ÜN İSTİFASINI KABUL ETMEYEN UBP, DP VE YDP VEKİLLERİNİN VİCDANI RAHAT MI?”
HP Genel Başkanı Özersay, eski Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün Türkiye ve KKTC basınında tepkilere neden olan eşinin doğum günü parti görüntülerini; “Kimsenin özel hayatı bizi ilgilendirmez ama söz konusu kişi, hakkında dava dosyaları olan, ülkeye gelmemesine rağmen milletvekili maaşı almaya devam eden biridir. İstifa etmesine rağmen bu istifayı kabul etmeyen UBP, DP ve YDP’ye vicdanları rahat mı diye sormak gerek” ifadesiyle değerlendirdi. Görüşlerinin sorulması üzerine düşüncelerini paylaşan Özersay şöyle konuştu: “Özel hayatı beni ilgilendirmez ama gerçek olan bir şey var; hakkında dava noktasına gelmiş çok sayıda polis soruşturması ve savcılık suç unsuru tespiti var. Bu çerçevede dokunulmazlığı kaldırılmıştı. Aslında geçen seneden meclise gelmemesiyle ilgili olarak bizim yaptığımız bazı girişimler oldu. Meclis Başkanlığı’na yazı verdik. Her defasında Meclis İç Tüzüğü bu esnekliği gösterdi. Belli ki bir süre kendisi mazeret gösterdi. Sonrasında istifasını gönderdiğinde maalesef üç parti bu istifayı onaylamadı; UBP, DP ve YDP’dir. Onaylamayan KKTC Meclisi değildir. Bu üç parti “hayır” oyu verdiği için Hüseyin Özgürgün’ün vekilliği şu anda devam ediyor. UBP’nin İstanbul milletvekili olarak, hiç ülkeye gelmeden maaşını alıyor. Bu üç parti, ülkeye gelmemesine rağmen, milletvekilliği yapmamasına rağmen, ülke yönetimine hiçbir katkısı olmamasına rağmen bu maaşı alabilsin diye oy kullandı. Diğer konuların yanında burada sorulması gereken soru şudur: Bu görüntülerden sonra Özgürgün’ün istifasını kabul etmeyen UBP, YDP ve DP’nin milletvekillerinin vicdanları rahat mı? Ülkeye gelememesinin nedeni hakkındaki konuların mahkemeye taşınmasıdır.
“HALK, İRADESİNİ HİÇE SAYAN PARTİLERE HESAP SORMALIDIR”
Hüseyin Özgürgün, ‘Alnım açıktır’ demişti, alnı açıksa neden gelip mahkemenin önüne çıkmıyorsun? Ülkeye gelemeyecek durumda olmasına rağmen üç partinin oyu ile vekilliği sona ermedi, sorumluluk onlarındır. Vatandaşın karar vereceği gün geldiğinde bunu o partilere sorması lazım. Hem halkın hem meclisin iradesiyle alay etmek anlamına gelen bu duruma nasıl göz yumdunuz diye hesabını sorması gerekir. Biz siyasi parti olarak bu konuyu takip edip hesabında milyonlar bulunan eski bir başbakanın bu parayı nasıl kazandığını sorduk, üzerine gittik, dokunulmazlığını kaldırdık ve konunun mahkemeye taşınmasını sağladık ama vatandaşın da bu istifanın kabul edilmeyişiyle ilgili bu partilere sormalıdır.”