“EKONOMİK İŞ BİRLİĞİ İÇİN KIBRIS TÜRK TARAFI KENDİ ÖNERİ VE KARŞI-ÖNERİLERİNİ GELİŞTİRMELİDİR”
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs Rum lideri Anastasiades’in Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a gönderdiği mektubun, bir süredir bu konuları konuşmaktan dahi çekinen Kıbrıs Türk tarafını sıkıştırmayı amaçlayan bir hamle olduğunu söyledi. Gelişmeleri sosyal medyadan yaptığı paylaşımla değerlendiren Özersay, “Daha önce defalarca çağrı yaptığımız üzere Kıbrıs Türk tarafı bu konularda proaktif bir diplomasi izlemiş olsa, kendi önerilerini sürekli öne çıkarıp karşı öneri geliştirebilmiş olsa, ta İsviçre sürecinin son aşamasında sayın Tatar tarafından masaya konulabilmiş olsa, bugün bu şekilde sıkıştırılması mümkün olamayacaktı” ifadesini kullandı.
“HALKIN PARTİSİ, LİMANA KARŞI LİMAN DÜŞÜNCESİ ÜZERİNDE ÇALIŞILABİLECEĞİ ÇAĞRISINI YAPMIŞTI”
“Kıbrıs Rum siyasi liderliği kendilerinin güven yaratıcı önlemler olarak tanımladıkları önerilerini içeren mektubunu basına sızdırarak uzun bir süredir bu konuda bir tavır ortaya koymayan Kıbrıs Türk tarafı üzerinde kamu diplomasisi yoluyla baskı kurmaya çalışıyor. Aslında kendi açısından gayet de doğru olan şeyi yapıyor” diyen Özersay, Halkın Partisi’nin de uzun süredir Cumhurbaşkanlığı’na Rum tarafının önerileri mevcut haliyle kabul edilebilir olmasa bile yeni farklı ve yaratıcı fikirler ile karşı öneri yapılması çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Özersay şöyle devam etti: “Evet doğrudur kapsamlı çözüm ile ilgili olarak taraflar arasında derin görüş ayrılığı var ve ortak bir zemin yok bu nedenle Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin bir müzakere süreci bu aşamada başlayamaz. Ancak ekonominin bu kadar derinden yara aldığı ciddi bir darboğazdan geçtiğimiz böyle bir dönemde iki taraf arasında ekonomik alanda ilişkilerin geliştirilmesi ve her iki tarafın da ekonomik menfaatine olacak şekilde bir iş birliği yapılması bu dönemde en doğru hamle olur. Biz geçmişte bu konuda bazı karşı-öneriler de geliştirerek Cumhurbaşkanlığına çağrı yapmıştık. Limana karşı Maraş yerine ‘limana karşı liman’ düşüncesi üzerinde çalışmaya değer demiştik. Bu sessizliği bozmak, iç politikaya dair polemiklerle gurdalanmayı bırakıp bu konularda somut ve yapıcı adım atılması kaçınılmazdır.”