HP GENEL BAŞKANI KUDRET ÖZERSAY: CUMHURBAŞKANI, BİR HÜKÜMET KURULMASINI OLASI GÖRMEZSE ERKEN SEÇİMİ DEKLARE EDEBİLİR

HP GENEL BAŞKANI KUDRET ÖZERSAY: CUMHURBAŞKANI, BİR HÜKÜMET KURULMASINI OLASI GÖRMEZSE ERKEN SEÇİMİ DEKLARE EDEBİLİR

“CUMHURBAŞKANI, BİR HÜKÜMET KURULMASINI OLASI GÖRMEZSE ERKEN SEÇİMİ DEKLARE EDEBİLİR”

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Anayasal sürecin bir gereği olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın daveti üzerine görüşmeye gidip istişarede bulunduklarını ve görüşlerini paylaştıklarını dile getirdi. Siyasi partilerle sabah Meclis’te yaptıkları toplantıda bir uzlaşı çıkmadığının altını çizen Özersay, “Sayın Cumhurbaşkanı’yla yapılan görüşmenin amacı bir erken seçim tarihi belirlemek değildir. Bir hükümet kurma ihtimali olup olmadığının değerlendirmesidir. Halkın Partisi olarak duruşumuzu Sayın Cumhurbaşkanı’yla paylaştık. Bu seçimin daha fazla geciktirilmemesi ve bir an önce erken seçim tarihinin belirlenmesi gerektiğini söyledik. Paylaştığımız ikinci görüşümüz ise; eğer imkan varsa olabildiğince geniş tabanlı bir teknokrat seçim hükümetinin kurulması oldu. Bu imkanların olup olmadığını test edecek olan Cumhurbaşkanı’dır. Eğer böyle bir imkan yoksa anayasal süreç tamamlanmış olur. Anayasa’nın gereği olarak, bir hükümet kurulması ihtimali görmüyorsa, Cumhurbaşkanı’nın erken seçimi deklare etmesi gerekebilir” diye konuştu.

“DİLERİZ CUMHURBAŞKANI KARAR VERİRKEN UBP KURULTAYINI DİKKATE ALAN BİR EĞİLİM İÇİNE GİRMEZ”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın parti genel başkanlarıyla yapacağı istişareleri de değerlendiren Özersay, Cumhurbaşkanlığının anayasal yetkisinin çerçevesi belli olduğunu ifade etti. Özersay, “Cumhurbaşkanı’nın görevi, Meclis’ten güvenoyu alabilecek bir hükümet çıkar mı çıkmaz mı konusunda nabız tutmaktır. Halkın Partisi olarak biz mevcut hükümetle seçime gidilmemesi gerektiğini en baştan itibaren söylüyorduk. Doğru olan geniş tabanlı bir teknokrat hükümetin kurulması ve bir an önce seçime gidilmesidir. Umarız ve dileriz Cumhurbaşkanı Ersin Tatar karar verirken UBP kurultayını dikkate alan bir eğilim içine girmez. Biz halkın bu kurultaylardan bıkıp usandığını temaslarımızda gözlemliyoruz. İç çekişmelerin halka zarar verdiğini herkes görüyor. Bu nedenler dikkate alındığında Anayasa’nın çizdiği sınırlar çerçevesinde istişareler yapılsın ve seçime gidilsin” dedi.

“HALKA 26 ARALIK’TA SEÇİME GİDECEKLERİNİ SÖYLEYENLER, İÇERİDE FARKLI KONUŞUYOR”

Cumhurbaşkanlığı’ndaki istişare görüşmesi öncesinde Meclis Danışma Kurulu’nda siyasi partilerle bir araya gelen Halkın Partisi Genel Başkanı Özersay, istifa eden UBP-YDP ve DP koalisyon hükümetinin dışarıda halka karşı “26 Aralık’ta seçime gitmeye hazır oldukları” yönünde açıklamalar yaparken, toplantıda başka konuştuklarını belirtti. Bir seçim tarihi belirlemeden muhalefetten nisap desteği istenmesinin abesle iştigal olduğunu söyleyen Özersay, şöyle konuştu: “Kriz siyasetin içinde değil, istifa eden hükümetin ve Ulusal Birlik Partisi’nin içindedir. Çünkü biz karşımızda bir muhatap bulmak istiyoruz. Bir seçim tarihinin belirlenmesi konusunda dışarıda halka karşı başka, içeride bize başka konuşuyorlar. Dışarıda aralık ayı sonunda seçim olacak gibi naralar atıyorlar, kendilerinden emin şekilde açıklamalar yapıyorlar. Toplantıda ‘Madem seçimi 26 Aralık’ta yapma düşünceniz var, hadi bunu bağlayalım’ dediğimizde ‘Biz bunu yapamayız’ diyorlar. 26 Aralık’a varlar mı yoklar mı anlayabilmiş değiliz. Biz Halkın Partisi olarak en erken zamanda seçimin yapılmasını istediğimizi, her tarihe hazır olduğumuzu söyledik. Kaldı ki 26 Aralık’ta seçim yapılmasına tamam derlerse, bekleyen yasaları ve bütçeyi geçirme konusunda destek vereceğimizi de açıkça söyledik. 26 Aralık tarihinde netleşirse seçim yasağı ne zaman başlayacak gibi bir tartışmaya da gerek kalmayacak. Bu sorun da kendiliğinden aşılmış olur.”

“KARŞIMIZDA SEÇİM TARİHİ BELİRLEYEBİLECEK BİR İRADE YOKTU”

Meclis’te yapılan toplantıda herhangi bir seçim tarihi vermeden, durumu geçiştirip muhalefetin üstüne sorumluluk yüklenmeye çalışıldığını aktaran Özersay, “Net olan şey şudur; bu hükümet mayıs ayının sonunda veya haziran ayında nisabı sağlayamayacağını, kendi getirdiği yasaları geçiremeyeceğini ve Meclis’i açamayacağını gördüğünde istifa etmesi gerekirdi. İşi son noktaya kadar getirip bugüne taşıyıp istifa etmemiş olması, hükümet kaynaklarından yararlanarak kurultayda avantaj elde etmeye çalışmaktan başka bir şey değildi. Maalesef kurultay kaygısıyla memleketi bu hale getirdiler. Bir an önce seçim tarihi konusunda uzlaşmaya varsınlar, memleketin önü bu şekilde açılsın. ‘Biz zaten istifa etsek de hükümet olarak burada oturuyoruz diyorlarsa o zaman gidip en başta kendilerine güvenoyu veren 27 vekili bulsunlar. Son kalan yasalarla ilgili gelip görevlerini yerine getirsinler. Kendi üzerine düşen son görevi muhalefetin sırtına yıkmaya çalışmasınlar. Seçim tarihini netleştirmeden bizden nisap desteği istemeleri, sorumluluğu bizim üstümüze yıkmaya çalışmaları abesle iştigaldir; siyasi etik açısından da kabul edilebilir değildir. Bugün seçim tarihini belirleyebilecek bir ortam vardı ama karar verecek bir irade yoktu” diye konuştu.