Halkın Partisi (HP) yazılı bir basın açıklaması yaparak asgari ücret, hayat pahalılığı ve sosyal adalet konularını değerlendirdi. Açıklamada, “sosyal adaletin sağlanmasında asıl önemli olan özellikle düşük gelirli vatandaşların alım gücünü eritecek zam ve benzeri yaklaşımlardan uzak durmaktır. Temel tüketim mallarına ve kamudan alınan hizmetlere ölçüsüzce yapılan zamlar asgari ücrette yapılan artışı anlamsızlaştırmıştır. Halkın Partisi, yatırımlarla ve israfı önleyerek ekonomiyi büyütecek bir vizyonla düşük gelirli vatandaşların alım gücünü artırmayı hedeflemektedir. Gelmiş geçmiş ve mevcut tüm hükümetler, hayat pahalılığı ile mücadele ve sosyal adaleti sağlama konularında sınıfta kalmışlardır” vurgusu yapıldı. Açıklamada ayrıca asgari ücretin hesaplanmasında bilimsel verilere dayalı ve ekonomik dengeleri gözeten bir formülün kullanılması gerektiğine de işaret edildi.
HP tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere de yer verildi: “Tüm halkımızı etkileyen hayat pahalılığı ile mücadele edilmez, TL’nin döviz karşısındaki en ufak değer kaybı hemen halka yansıtılır, üstüne üstlük anında akaryakıt, elektrik, tüp gaz, internet, vergi, resim ve harçlarda önemli oranlarda zamlar yapılırken, bu arada asgari ücretin de, ‘işte, halkın yararı da gözetiliyor’ havasında bir miktar arttırılmış olması, aslında herkesin farkında olduğu bir kandırmacadan başka bir şey değildir. Yıllardır maruz kaldığımız kötü yönetimlerin bu sorunlar karşısında etkili politikalar geliştirememiş olması, asgari ücret artışlarını da otomatik olarak yetersiz duruma getirmektedir. İlgili komisyonda brüt 2,020 TL, net 1,754 TL olarak belirlenen asgari ücret dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarının karşılanması için dahi yetersiz olduğu aşikardır. Asgari ücretin yetersizliği, asgari ücret ile oranlanan nakdi sosyal hizmet yardımları alan engelli, çalışamayacak durumda olan vatandaşlarımızı ve ailelerini de sefalet içinde bırakmaktadır. Asgari ücret miktarının, refah düzeyinin, alım gücünün yükselmesi için tek enstrüman olmadığı, bunun yanında özellikle düşük gelirli vatandaşlarımıza yarar sağlayacak hastane, eğitim, ulaşım, haberleşme ve sair giderlerinin ucuzlatılması gibi yöntemlerin de bulunduğu, gelmiş geçmiş iktidarlar tarafından görmezden gelinmiştir. Öte yandan, halka yarar sağlayacak tüm konularda olduğu gibi, bu konuda da mevcut hükümetten hiçbir beklentimiz yoktur.
Halkın Partisi olarak, kuruluş ilkelerimiz arasında iyi yönetim ve sosyal adalet bulunmaktadır. Parti olarak, eğitim, sağlık, çalışma yaşamı, vergi politikaları ve sosyal hizmetlerde adaleti sağlayacağımızın sözünü verdik. Halkın desteği ile göreve geldiğimiz zaman, toplumsal huzur ve adaleti sağlamak ve halkın refah seviyesinin korunması ve yükselmesi için gerekeni yapacağız.”
Halkın Partisi tarafından yapılan açıklamanın detayları şu şekildedir.
Asgari Ücreti Ekonomik Göstergelere Bağlayacağız
Kurulduğumuz ilk günden beridir, parti programımızda da yer aldığı üzere, asgari ücretin ekonomik göstergeleri dikkate alan bir formülasyon çerçevesinde, bilimsel ve rasyonel kriterlerle, toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmeden, uzlaşı yoluyla belirlenmesi gerektiğini vurgulamaktayız. Asgari ücret, başta o ücretle çalışan vatandaşlarımızın alım gücü olmak üzere, bunun yanında özel sektörü, küçük ölçekli işletmeleri ve aile şirketlerini, iş kurmaya çalışan genç girişimcileri, esnafı ve devletin tahsil ettiği resim ve harçları etkileyen çok önemli bir unsurdur. Asgari ücret belirlenirken, asgari ücretli vatandaşlarımızın alım gücünün yanı sıra, ekonomik durum ve işletmelerin ödeme kapasitesi de somut veriler temelinde göz önünde bulundurulmalıdır.
Ekonominin birçok parametresini etkileyen asgari ücretin belirlenmesi, makroekonomik göstergeleri bilimsel bir şekilde hesaba katan ve paydaşların mutabık kalacağı bir formülasyon çerçevesinde gerçekleşmelidir.
22/1975 Asgari Ücret Yasası’nda asgari ücret belirleme esasları belirlenmiştir. Yıllardır hükümetler tarafından görmezden gelinen bu esaslar şunlardır: (1) ülkemizin hayat pahalılığı ve genel seyri, (2) işçi ve ailelerinin insanca yaşam için gereksinmeleri, (3) çalışanların yasalara dayalı olarak elde ettikleri sosyal güvenlik menfaatleri, (4) verimlilik, istihdam ve devamlılık gibi benzer ekonomik faktörler, ve (5) çalışanların, ulusal gelirden sosyal adalete dayalı pay alabilmesi. Yasada belirtilen bu esasları, özelliklekalkınmanın külfetlerine katlanma ve nimetlerinden faydalanma konusunda toplum kesimleri arasında denge kurulması gereğini, yani sosyal adaleti hesaba katan bir asgari ücret artış oranı, ancak bilimsel bir formülasyon ile saptanabilir. Dünyadaki örneklere baktığımız zaman, asgari ücret belirleme kriterlerinin birçok ekonomik göstergelere dayandırıldığını görmekteyiz. Bu göstergeler arasında ücret düzeyi, sosyal güvenlik yardımları, işçilerin ve ailelerinin gıda, giyim, eğitim, sağlık, ulaşım, konut ve sair ihtiyaçları, enflasyon (hayat pahalılığı), istihdam düzeyi, ekonomik durum (reel gayri safi yurt içi hasıla değişimi), verimlilik, ve işletmelerin ödeme kapasitesini saymak mümkündür. Göreve geldiğimiz zaman asgari ücreti belirlemede kullanılacak olan formülasyonun, Asgari Ücret Yasası’nda yer alan unsurlar temelinde ve ekonominin sürdürülebilirliğini belirleyen temel dinamiklerle ilişkilendirilerek belirlenmesini sağlayacağız.
Bütünlüklü, İstikrar ve Kalkınma Odaklı Bir Ekonomik Vizyon Sunacağız
Halkın Partisi olarak göreve geldiğimiz zaman, halkımıza sunacağımız bütünlüklü, istikrar ve kalkınma odaklı ekonomik vizyon çerçevesinde, girdi maliyetlerinin düşürülmesi, hayat pahalılığının önlenmesi, iş yapabilirliğin önündeki engellerin kaldırılması, ve iş verenlerin çalışanlarına daha yüksek maaş ödeyebilmesi için ülkemiz ekonomisini istikrarlı ve öngörülebilir hale getireceğiz.
Bir yandan alım gücünü olumsuz etkileyen hayat pahalılığı ile etkin bir şekilde mücadele ederek, diğer yandan da asgari ücretin yukarıda sıralanan ekonomik dinamikleri hesaba katarak belirlenmesini sağlayacağız. Ayrıca, yaygın olarak kullanılan, gerek sektörel gerekse iş kategorilerine göre asgari ücret belirleme de hedeflerimiz arasındadır. Şimdiye dek her yıl bir huzursuzluk ortamında tespit edilmiş olan asgari ücretin, bu yaklaşımla, bir yandan çalışanın yaşam kalitesi ve motivasyonu, diğer yandan da işverenin ödeme kapasitesi ve işletmelerin sürdürülebilirliği bakımından ortaya çıkabilecek olumsuz etkileri dengeli bir şekilde minimize edecek şekilde belirlenmesini sağlayacağız.
Ülkemizde ekonomik canlanma ve refah artışı ile birlikte sosyal adaletin sağlanmasının, sadece toplumsal menfaat odaklı iyi bir yönetim ile mümkün olduğunu halkımız çok iyi bilmektedir. Halkımızın bu dönüşüm için gerekeni yapacağından ve bizleri çalışanlar açısından adil, işverenler açısından öngörülebilir ve ülke açısından sürdürülebilir bir ekonomik yaşam için göreve getireceğinden hiçbir şüphemiz yoktur.