“Her zaman katılımcı demokrasiyi savunduk, her üyenin görüşü önemli”

“Her zaman katılımcı demokrasiyi savunduk, her üyenin görüşü önemli”

 

 

Halkın Partisi Genel Sekreteri Yenal Senin, katıldığı programda gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimini doğal bir süreç olarak yorumlayan Senin, “Siyasi partiler seçim için varolur. Halktan da görev ve yetki talep eder. Cumhurbaşkanlığı seçimi için de sürece girdik. 5.5-6 ay kaldı. Parti içinde bu konuyu konuşmalarımız başladı. Halkın Partisi’ndeki her üye eşit söz söyleme hakkına sahiptir. Düşünce ve fikirlerini hür bir şekilde ifade etmesi lazım. Bunu sağlamak için de üyelerin yanına biz gidiyoruz. Genişletilmiş parti meclisi toplantısı yaptık. Daha önce de parti kurucu üyeleriyle parti meclisi toplantısı yaptık. Geçen hafta parti merkez yürütme organı üyelerinin her biri farklı ilçelere giderek ilçe yönetim kurullarıyla görüşme yaptı. Parti içinde özeleştiri yapıyoruz, ülke gündemini, yapılması gereken icraatları ve cumhurbaşkanlığı seçimini konuşuyoruz. Açıkçası burada her üyenin, partiye katkı koyan kişilerin nabzını tutmak, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili düşüncelerini almak istiyoruz. Tüzüğümüze göre; bir karar alırken son söz Parti Meclisi’nindir. Tüm bu görüşler harmanlanacak ve ona göre Parti Meclisi’nde bir karar çıkacak. Cumhurbaşkanlığı makamına adaylığımız söz konusu olacak mı, olacaksa bu mevkide topluma nasıl bir yarar sağlayabiliriz, bu pozisyonun önemi, görevi nedir gibi konuları tartışmaya başladık. Tahminin bir ay içinde daha net bir şey söylemek mümkün olacak.” dedi. Genel Sekreter, bunun küçük bir grubun vereceği bir karar olmayacağının altını çizdi. Her zaman katılımcı demokrasiyi savunduklarını ifade eden Senin, “Her üyenin bir sosyal çevresi vardır. Çevresiyle bir etkileşime girer ve nabzı tutar. O nedenle üyelerden gelecek bilgiler ve gözlemlerle, bizim düşüncemizi harmanlayıp en doğru kararı vereceğiz.” ifadesini kullandı.

 

“Kudret Özersay Cumhurbaşkanlığı için biçilmiş kaftandır”

 

Programda kişisel fikrinin sorulması üzerine Yenin şu cümleleri kullandı: “Cumhurbaşkanlığı makamı bir toplumsal liderlik pozisyonudur ve bu makam için belirli meziyetlere sahip olmanız lazım. Karakteriniz, duruşunuz, diplomasi yeteneğiniz, müzakerecilik geçmişiniz, tecrübeniz, dinamik olmanız önemlidir. Bu değerlere baktığınızda, benim ve çoğu insan için, tıpkı 2015’te de bu mesajı gördüğümüz gibi, Kudret Özersay biçilmiş kaftandır. Karar mercii ne Kudret Özersay’dır ne Yenal Senin’dir; yetkili Parti Meclisi’dir. Gönlümde yatan aslan bellidir. Halkın partisi bu ülkenin 3 büyük partisinden biridir, her seçimde olmalı, ortaya bir vizyon koymalıdır. Halkın Partisi, parti meclisinin de kararıyla seçime girerse kazanma potansiyeli en yüksek olan partilerden biridir. Başkan Kudret Özersay en güçlü adaylardan biridir. Bunu sokaktaki vatandaş söylüyor. Kudret Özersay bu seçime girer ve kazanırsa bu ülkede bir şeyler değişecektir. Cumhurbaşkanlığı makamında da farklı bir durum söz konusu olacak. Cumhurbaşkanlığının anayasal yetkilerinin daha çok kullanıldığı, ülkenin iç konularına duyarlılığın daha fazla olduğu, dış politikada daha görünür olduğu bir dönemi göreceğimizi ümit ederim. Geçtiğimiz dönem de bunu gösteriyor. Beklentim bu yöndedir. Farklı işbirliği modellerinin konuşulacağı bir döneme de girilecektir.”

 

“Kişiler geçici, partimiz kalıcıdır”

 

Genel Başkan Kudret Özersay’ın seçimi kazanması halinde Halkın Partisi’nin pozisyonunda bir değişiklik olmayacağını da kaydeden Genel Sekreter, “Kişiler geçicidir. Bugün ben Genel Sekreterim yarın olmayabilirim. Halkın Partisi’nin bir neferi olarak çalışmaya devam ederim. Parti de parti programına sadık şekilde siyaset sahnesinde olmaya devam eder.” dedi.

 

“Elimizdeki veriler iyi bir noktada olduğumuzu gösteriyor”

 

Hükümete hangi siyasi parti gelirse gelsin bir yıpranma süreci yaşayacağına dikkat çeken HP Genel Sekreteri, yapılamayan ya da gecikilen her şeyin partinin aleyhine olabileceği gibi tüm icraatların bir artıya dönüştüğünü anlattı: “Kudret Özersay, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı’dır. Kıbrıs tarihinde ilk kez bu kadar proaktif bir Dışişleri Bakanı görüyoruz. Ortaya argüman koyan, dış temaslarda bulunan, doğalgaz sürecinde inisiyatif alan, Maraş konusunda atılım yapan, Güney’le işbirliği konusunda girişimlerde bulunan bir Dışişleri Bakanı. Bunu toplum da görüyor. Yıpranma olur ama kazanma da olur. Anketlere çok takılmıyorum. Bunu 2015’te de yaşadık; yüzde 4-7 bandında gösterirken sonuç yüzde 21,5 oldu. Halkın Partisi sosyal medyada doğdu o nedenle çok oy almayacak, sandığa yansımayacak denildi, yüzde 17,5 oranında oy aldı. Anketlerle ilgili bu nedenle çok yorum yapmıyorum. Biz de anket yapıyoruz. Bu toplumu daha iyi tanıyan, bu toplumun yetiştirdiği insanlarla çalışıyoruz. Veriler geliyor. Bunu artırarak da devam etmemiz gerekir. Bu yolla hem toplumun ne istediğini daha iyi anlarsınız hem de kendi değerinizi görebilirsiniz. Elimizdeki veriler iyi bir noktada olduğumuzu ve belli bir kesime doğrudan hitap ettiğimizi gösteriyorsa bu bizi memnun eder. Burada durmak da yeterli değildir, hep bir adım daha öteye nasıl gidebiliriz onu düşünmek lazım.”

 

“Hükümet krizi yaşama lüksümüz yoktur”

 

Her parti gibi UBP’nin de bir aday çıkarabileceğini bunu bir hükümet krizine bağlamayı da doğru bulmadığını söyleyen Genel Sekreter, hükümette, zaman zaman doğal olarak farklı sesler olsa da, uyumlu bir süreç söz konusu olduğunu belirtti: “Merkez yürütme organında bütçe görüşmelerine başladık. Eminim orada da kaynak aktarımı konusunda farklı düşünceler olacaktır. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan’ın aylardır dile getirdiği bir hezeyanı var. Halk tabii ki vergi verdiği oranda hizmet bekliyor. Bütçedeki ilk rakamlara baktığımızda bazı projelerin aksayabileceğini görüyoruz. Bunlarla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor, tartışabiliriz de. Önemli olan sağlıklı diyalogtur. Cumhurbaşkanlığı nedeniyle ülkede bir hükümet krizi olmaz. Bunu birbirimize ve halka yapma lüksümüz yoktur. Ülkede ekonomik istikrar gerekiyor. Bu ülke bir erken seçimi kaldırır mı çok emin değilim. Şu an bir erken seçim havası da yoktur.”

 

“Tutarlı siyaseti ve halka hesap vermeyi her şeyin önünde tuttuk”

 

Dörtlü hükümet sonlandığında sosyal medya üzerinden gelen eleştirileri de değerlendiren Senin, eleştirilerin haksızlığının günün sonunda ortaya çıktığını anlattı. Senin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Hükümetin Türkiye’nin isteği üzerine bozulduğunu, UBP ve Halkın Partisi’nin Cumhurbaşkanlığı özelinde anlaştığını, Türkiye’nin hemen kaynak akışını sağlayacağını iddia edeni bir güruh vardı. Biz her zaman tutarlı siyaseti, halka hesap vermeyi ve etik değerleri her şeyin önünde tutan bir parti olduk. Yeni hükümet kurulduktan 6-7 ay sonra belirli müzakerelerden sonra bir kaynak geldi. Bu iddiaları öne süren kişiler, yaptıkları kara propaganda için çıkıp özür dilediler mi? Cumhurbaşkanlığı konusunda da benzer bir durum var. Hani biz anlaşmıştık diğer partiyle? İlk günden söyledik; biz Cumhurbaşkanlığı seçimini iki parti arasında müzakere konusu etmedik. Müzakerelerin hepsinde bulundum ve bu konunun asla konuşulmadığını söyledim ama bu da manipüle edildi. Günün sonunda; söylemlerimizin doğru olduğu ortaya çıktı.”

“Dörtlü hükümet döneminde hiç görmediğimiz kaynak aktarımı, bu hükümette görece olarak daha iyiydi ve bunun yansımasını da yol projelerinde gördük.” diyen Senin, 2020’deki projeler için, daha fazla katkıya ihtiyaç olduğunu söyledi: “Son zamanlarda artan trafik nüfusu ve trafik kazaları bizi daha güvenli yollar bağlamında adım atmamız gerektiğini gösteriyor. Bu konuyu biraz daha iyi çalışacağız. Konu sadece Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’yla ilgili de değildir. Girne’deki okul eksikliği yıllardır söyleniyor. Sağlıktaki durum, ilaç alımındaki sıkıntılar ortadadır. Kısaca kamuya hizmet edilen her alanda belli başlı sıkıntılar var. Turizmle, yüksek öğretimle, adil vergi sistemiyle mali gelir kaynağını artırmak zorundayız.”

 

“Amacımız ilk günden beri şeffaf ve hukukun üstünlüğünü hedef alan bir yapıydı”

 

Verdikleri sözlerin arkasında olduklarını söyleyen Genel Sekreter, hükümetin 300 günlük bir proje ve vizyon ortaya koyduğunu hatırlatarak, bahsi geçen konuların hepsinin, hükümette olmalarına rağmen takipçisi olduklarını vurguladı: “Parti içinde de gerekli baskıları yapıyoruz. İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, İkamet ve Vizeler Tüzüğü’nü 56 yıl sonra revize edebildi ve hayata geçti. Bunun yanı sıra ‘Nerden Buldun Yasası’ olarak bilinen Mal Beyanında bulunma yasasının çalışmalarını hukukçularımızla tamamladık. 2020 bitmeden bunun geçmesini istiyoruz. En önem verdiğimiz yasa kamu reformudur. Her seçimde seçim manifestolarına yazılır, hiç değişmez, 5 yıl sonra başka bir seçimde yeniden yazılır. Biz bu ezberi istemiyoruz. Biz bu göreve bunun için gelmedik. Sözümüzü tuttuğunuz kadar bu siyasette kalırsınız. Kamu reformu komitesinin başkanı Jale Refik Rogers’tır ve canla başla çalışıyor. 2020 hedef projemizdir, hükümet programında birinci madde olarak yer alıyor.

Bir diğer önem verdiğimiz proje de belediyeler reformudur. Evet belki tepki olacak ama 28 belediye var. Popülizmden dolayı plansız şekilde yapılan, gelir dağılımı hiç düşünülmemiş. 2020’de borcu olan belediyelere yapılacak katkı bloke olacak. 2020 Ocak sonu belediyelerde kriz bekliyoruz. Biz radikal değişiklik yapılması gerektiğini, böyle gitmeyeceğini daha önce de söylemiştik. Reform kaçınılmazdır.”

“Halkın Partisi’nin kurulduğu günden itibaren amacı şeffaf ve hesap verebilir, hukukun üstünlüğünü hedef alan bir yapıydı” hatırlatmasını yapan HP Genel Sekreteri partisinin bu yönüyle büyük destek aldığını belirtti: “Dokunulmazlık ve şeker sigortada olduğu gibi; bildiğimiz tüm konularda irademizi ortaya koyuyoruz. Koymaya da devam edeceğiz. Geri adım atmayacağız. Herkes hesap verir konumda olmalı. Temennim böyle olayların hiç olmamasıdır ama olursa da iz üstündeyiz.”