Halkın Partisi yazılı bir basın açıklaması yaparak, hükümetin ekonomik sorunlar karşısında çaresizi oynamasını ve halkın içinde bulunduğu ekonomik darboğazın görmezden gelinmesini eleştirdi ve bir dizi çözüm önerileri sundu. Hükümetin, bu noktadan sonra halkın yararına yapabileceği en iyi şeyin istifa etmek olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Hükümetin, halkın geçim derdine önem vermediği her şekilde belli oluyor. Yaşanılan ekonomik sıkıntıları giderici önlemler almak mümkünken, hükümet bunları görmezden gelmekte ve yaptığı zamlarla halkı ekonomik darboğaza sürüklemektedir. Türk Lirasının döviz karşısında önemli oranda değer kaybetmesinin olumsuz etkilerinin azaltılmaması bir yana, hükümet elektrik, tüp gaz, akaryakıt ve devlete ödenen vergi, resim ve harçlara yaptığı aşırı zamlarla halkı iflas noktasına getirmiştir. Ayrıca, bu zamların Anayasa’nın 75(3) maddesi ile ilgili diğer yasaların öngörmüş olduğu hadlere, ölçülere ve ilkelere bağlı kalınmadan, yüzde yüze varan oranlarda yapılmış olması, hükümetin yasa dışı veya keyfi uygulamalarını açıkça göstermektedir. Halkın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları giderici önlemler almak için, ivedilikle sorunlara karşı ekonomik akıl çerçevesinde müdahale etmek gerekmektedir. Geçmiş hükümetler gibi, mevcut UBP-DP hükümetinde de halkın ekonomik sorunlarını çözme niyet ve vizyonu olmadığını açıkça görmekteyiz. Bu yüzden, meşruiyeti olmayan, uzatmaları oynayan azınlık hükümetinden istifa etmesi dışında hiçbir beklentimiz yoktur. Halkın Partisi olarak halkın desteği ile göreve geldiğimiz zaman, böylesi sıkıntılı dönemlerde neler yapabileceğimizi, hangi ekonomik önlemleri alabileceğimizi bugünden kamuoyu ile net bir şekilde paylaşıyoruz.”
Halkın Partisi’nin yaptığı açıklamanın tam metni şu şekildedir:
Fiyat İstikrar Fonunu Sadece Amacına Göre Kullanacağız
TL’nin döviz karşısında aşırı değer kaybetmesi sonucu, başta akaryakıt olmak üzere birçok ithal ürünün TL cinsinden fiyatı yükselmiştir. TL’ye müdahale etme imkanımızın olmaması, bu durumda yapılabilecek hiçbir şey yoktur anlamına gelmemektedir. Öncelikle, 1978’den beridir yürürlükte olan Fiyat İstikrar Fonu (FİF) kullanılabilecek en önemli enstrümanlardandır. Buna rağmen, FİF gelmiş geçmiş hiçbir hükümet tarafından amacına göre kullanılmamıştır. Fonun kuruluş amacında da açıkça belirtildiği gibi, fonda biriken kaynaklar akaryakıt maliyetinde yaşanan fiyat artışlarının tüketiciye yansımasını önlemek, tüketim maddelerinin tüketiciye istikrarlı bir fiyatla arzını sağlamak, ve tarımsal ürünlerin pazarlanmasında fiyat istikrarını sağlamak için kullanılmalıdır. 2011-2016 yıllarında gerçekleşen bütçe rakamlarına baktığımız zaman, halktan FİF üzerinden tahsil edilen toplam paranın 2 milyar 850 milyon TL olduğunu, aynı sürede fon amacı çerçevesinde yapılan harcamaların sadece 700 milyon TL olduğunu görmekteyiz. 8 Ocak 2017 tarihli basın açıklamamızda bu farkın nereye harcandığını hükümete sormuş olmamıza rağmen, herhangi bir cevap almış değiliz.
Alınabilecek Birçok Ekonomik Önlem Vardır
TL’de yaşanan değer kayıplarını halka yansıtmamak, halkın alım gücünün azalmamasını sağlamak için alınabilecek birçok ekonomik önlem vardır. Halkın Partisi olarak göreve geldiğimiz zaman, özellikle içinde bulunduğumuz kriz dönemlerinde, halkın yararına kullanacağımız bazı enstrümanları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Acil ekonomik önlemlerin alınması ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla, ekonomistlerden ve sivil toplum örgütlerini temsilen, mesleklerinde uzman kişilerin görevlendirileceği “Ekonomik Krizle Mücadele Komitesi” oluşturacağız.
2. TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesinden dolayı meydana gelecek fiyat artışlarının önlenmesi için, 10 Kasım 1978 yılından beri yürürlükte bulunan 26/1978 sayılı Fiyat İstikrar Fonu Yasası’nı kuruluş amacı doğrultusunda kullanacağız. Fonda biriken kaynakları, akaryakıt, elektrik, tüp gaz ile temel tüketim maddelerindeki maliyet artışlarının önlenmesini ve tüketicilere istikrarlı fiyatlarla arzını sağlayacağız.
3. Döviz cinsinden yapılan ithalatlarda kullanılan döviz kurlarını belli bir süre için sabitlemek mümkündür. Bu şekilde, bu ürünlerden TL cinsinden alınan KDV, vergi stopajı, resim, harç ve fon miktarlarına maliyet istikrarı sağlayacağız bu maliyet istikrarının fiyatlara yansımasını denetleyeceğiz;
4. Taşınmaz mal devirlerinde hesaplanan geçerli değer (rayiç) veya satış bedellerini de sabitlenecek döviz kurları üzerinden saptayarak, ödenecek vergi ve harçların bu esaslara dayandırılmasını sağlayacağız;
5. Halkın alım gücünün zayıflamasını önlemek veya yavaşlatmak için temel tüketim mallarının ve üretim girdilerinin KDV oranlarının sıfıra çekilmesi veya en az yarıya kadar indirilmesi için tüzük değişikliği yapacağız;
6. Bankalara kredi karşılığı ödenen faiz vs. hizmetler üzerinden borçluların ödemek zorunda oldukları Banka ve Sigorta İşlemleri Vergi (BSİV) oranlarının, özellikle de döviz olarak işlem gören kredi faizleri üzerinden hesaplanan bu verginin sıfırlanması veya belirli oranda indirilmesi için tüzük değişikliği yapacağız;
7. Döviz borçlarının TL’ye dönüştürülmesine olanak sağlanması ve bu amaçla düzenlenecek kredilendirme belgelerinin Pul Vergisi’nden muaf tutulması için gerekli Pul Emirname değişikliğini yapacağız;
8. Vergi Dairesi’ne yükümlülüklerini yerine getiren yükümlülerin, henüz kazançları tahakkuk etmeden, ithalat veya başka nedenlerle peşin ödemiş oldukları, fakat Kurumlar Vergisi Yasası’nın 43. maddesi kurallarına sadık kalınarak mahsup sonrası fazla ödenmiş olduğu tespit edilen verginin, Vergi Dairesi tarafından ilgili yükümlülere iadesini sağlayacağız. Ayrıca, KDV oranlarının değişik miktarlarda olması ve yatırım malları için ödenen KDV’nin indirim konusu yapılamayan kısmının, belli dönemlerde işletmelere iadesi veya başka yöntemlerle giderilmesi için gerekli yasal mevzuat tadil edilecektir. Bu uygulama, işletmelere finansal kaynak desteği ve vergi adaletinin sağlanmasında büyük katkı yapacaktır.
9. Vergi yasalarını günün koşullarına göre revize edecek ve vergi tabanını genişleterek verilen teşviklerin amaçlar doğrultusunda kullanılması için gerekli yasal düzenlemeleri yapacağız. Bu değişikliklerle, ekonomideki rekabet eşitsizlikleri, istismarlar ile vergi kayıplarına neden olan konuları ortadan kaldıracağız.
10. Piyasaya sıcak para sağlanması için, belediyeler ve diğer kamu kuruluşları bütçelerindeki israflara son vererek, altyapı yatırımlarına ağırlık vereceğiz. Bu altyapı yatırımlarının finansmanı için, 2016-2018 TC-KKTC işbirliği Anlaşmasının kapsamında yer alan “TC Kaynaklarından KKTC’ne Sağlanan Hibelerin Kullanımına İlişkin” Protokollerin uygulanması için projeler geliştireceğiz.
Ekonomik Sorunların Çözümü İçin Ekonomik Vizyon Gerekir
Ülkemizin yıllardır süre gelen ekonomik sorunlarını çözmek, kriz dönemlerine etkili bir şekilde müdahalede bulunarak krizin halka olumsuz yansımalarını önlemek için birincil ihtiyaç ekonomik vizyonu olan bir hükümettir. Maalesef gelmiş geçmiş ve mevcut hükümetler bu konuda sınıfta kalmıştır. Yukarıda sıraladığımız bazı ekonomik tedbirleri almak tamamen hükümetin elindedir. Halkın alım gücünde istikrar sağlamak, iş yapabilirliği kolaylaştırmak, istihdam sağlayıcı yatırım iklimini geliştirmek, borç yükü altındaki vatandaşın belinin hayat pahalılığıyla daha da fazla bükülmesine sebep olmamak, bunlar için gerekli yasal düzenlemeleri yapmak tamamen hükümet organlarının kontrolü altındadır. Halkın Partisi olarak sürekli vurguladığımız gibi, ekonomi ve halk odaklı siyaset yaparak halkın ekonomik sorunlarına çözüm getirmek mümkündür.
Hükümetin Tek Yapabileceği İstifa Etmektir
Mevcut hükümetin ekonomik vizyonu veya sorunları çözme niyetinin olmadığını halk her geçen gün daha acı bir şekilde görmektedir. Hükümetin halkın yararına yapabileceği tek bir şey kalmıştır, o da istifa etmektir. Artık olması gereken, halkın iradesini yansıtacak yeni bir hükümetin göreve gelmesi ve yukarıda sıraladığımız ekonomik tedbirlerin ivedilikle uygulanmasıdır.