Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, tüm ülkelerin Covid-19’la uğraştığı şu dönemde KKTC’nin avantajlı bir durumda olduğunu söyledi. Özersay BRT’de katıldığı programda salgın sürecini şu sözlerle değerlendirdi: “Şu anda geldiğimiz nokta itibariyle dünyada istisnai durumdayız. Bugüne kadar elde ettiğimiz başarıyı eğer salgını sonlandırma noktasına kadar getirebilirsek, farklı sektörler açısından, turizm açısından da bir avantaj olacaktır. ‘Bu ülke güvenli bir ülkedir’ anlayışı hakim olacaktır, ‘KKTC’de bir kriz olması durumunda, soğukkanlılıkla, yerinde kararlar alınarak, kontrollü bir şekilde yönetilebiliyor’ dedirtebilirsek, bu algı bizim salgın sonrası yaşayacağımız ekonomik sorunları çözmek için kullanabileceğimiz bir avantaja dönüşecektir. Nefes almamızı sağlayacak bir çıkış olacaktır diye düşünüyorum.”
“Maalesef son günlerde bazılarımızda gereksiz bir rehavet hali var”
Başbakan Yardımcısı Özersay, son günlerde toplumun bir bölümünde gereksiz bir rehavete kapılma hali olduğunu gözlemlediğini anlatı ve herkese sorumluluk bilinciyle hareket etme çağrısı yaptı: “Maske takmayan, maskeyi takarmış gibi yapan ve bir estetik enstrüman gibi kullanan, sosyal mesafe kurallarına uymayarak davranan çok sayıda kişi var ama bu işin şakası yoktur. Bir yılan oyunu misali, tırmandığınız onca yükseklikten birdenbire aşağıya düşmeniz söz konusu olabilir. Oysa herkes virüs taşıyor gibi davranıp kendi dışındaki insanları korumaya çalışmalıdır. Sadece çocuğumuzu, eşimizi, kronik rahatsızlığı olan aile büyüğünüzü değil, sizin dışınızdaki herkesi korumaya çalışmanız gerekir. Devlet her bir bireyin başına polis dikemez. Herkes sorumluluk bilinciyle hareket etsin.”
“KKTC vatandaşları karantinaya alınmak şartıyla 1 Haziran’dan sonra ülkeye gelebilecek”
KKTC’ye geliş-gidişlerle ilgili soruları da yanıtlayan Özersay, 1 Haziran’dan itibaren KKTC vatandaşı olup aynı zamanda olağan ikameti Kuzey Kıbrıs olan kişilerin gelmesinin önünün açılacağını söyledi. Gelenlerin karantinaya alınacağının altını çizen Başbakan Yardımcısı, uçak seferlerinin periyodlarıyla ilgili çalışmayı Ulaştırma Bakanlığı’nın yapacağını açıkladı. Özersay, “Hükümet olarak ülkeye gelişlerle ilgili katı tedbirleri bir süre daha devam ettirmeyi düşünüyoruz. Çünkü bunu yapmazsak, kendi içinde kapalı devre olarak mevcut durumu sürdürmezsek çok büyük bir risk almış olacağız ve başladığımız noktaya geri dönebiliriz. Tam başardık derken yapacağımız bir hata bizi sıfır noktasına geri götürebilir. Bu konuda dikkatli olmamız gerekir. Ülkeden gidişlerle ilgili olarak, kişilerin çıkışıyla ilgili bir yasak yoktur. Türkiye bir çalışma içindedir. Dünyanın dört bir yanında bulunan Türkiye vatandaşlarını getirmek için operasyonlar yapıyor. Ne kadar kişi ne kadar zamanda götürülecek adım adım göreceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği ciddi bir çalışma yapıyor, biz de talepte bulunduk. Değerlendirecek olan Türkiye yetkilileridir” dedi.
“Salgın süreci hepimize eksiklerimizi gösterdi, bu olumlu yönü görelim”
Türkiye’den gelen kombaycılarla ilgili eleştirileri de yanıtlayan Kudret Özersay, “Mesleki anlamda bu kadar önemli, tarımın en önemli ayaklarından birisi olan bir alanda neden hiç insan yetiştirmedik?” sorusunu kendimize sormamız gerektiğini belirtti. Özersay geçici olarak verilen izin sürecini şöyle anlattı: “En temel ihtiyacımız olan alanlarda başkasının gelip çalışmasını bekledik. Salgın süreci, bu ülkeyi bu kadar yıldır yönetenlere de basına da halka da bir şey öğretmiş olmalıdır. Kombaycılar konusu, yani bu alanda dışarıdan birilerinin getirilmesi konusu Bakanlar Kurulu’nda haftalarca tartışılıp bir türlü karar alınamayan, en önemli meselelerden biri haline geldi. Yani bu karar kolay alınmış bir karar olmadı çünkü pek çoğumuzun içi rahat değildir. Bir başka ifadeyle kimse kolay alınmış bir karar olduğunu zannetmesin, ciddi tartışmalara neden oldu. Kamuoyunda yapılan tartışmaları biz önce Bakanlar Kurulu’nda yaptık zaten. Kombaycı olan, bu aracı sürüp tamir edecek insanımız var ama bu insanlarımızın bir kısmı yaşı nedeniyle artık bu işi yapmıyor, bir kısmı gelişen teknolojinin gerisinde kaldığı için bugün bu profesyonel insanlara ihtiyaç duyuluyor. Bu kişilerin gelmesi durumda 14 gün karantinaya alınacağı en başından belliydi. Başlangıçta Tarım Bakanlığı’nın ortaya koyduğu 300 civarında kişiydi. Bu rakam 30 civarında bir rakama düşürüldü. Gelişi ve karantina süreci getiren kişi tarafından karşılanacak denildi, öyle de oldu.”