“Berlin konusunda beklentiyi yüksek tutmamalıyız”

“Berlin konusunda beklentiyi yüksek tutmamalıyız”

 

 

Halkın Partisi Genel Sekreteri Yenal Senin, BRT’de katıldığı programda Berlin’de yapılacak üçlü toplantı için beklentinin çok yüksek tutulmaması gerektiğini söyledi. Önceki yaşanılan tecrübelerden yola çıkarak bu yorumu yaptığını belirten Senin, belirli periyodlarla topluma umut pompalanması ve beklentinin yüksek seviyeye çekilmesi sonrası alınan olumsuz sonucun toplumda bir çeşit travmaya neden olduğunu anlatttı. Parti olarak Berlin görüşmesine temkinli yaklaştıklarını söyleyen Genel Sekreter nedenlerini şu sözlerle aktardı: “Biz Crans Montana sürecinden önce de parti olarak devamlı surette Kıbrıs konusunda ve bu görüşmelerle ilgili olarak düşüncemizi Sayın Cumhurbaşkanı’na ilettik. Sayın Cumhurbaşkanı o dönem yazılı görüş sunan tek parti olduğumuzu da deklare etmişti. O dönemin koşullarında çekincelerimizi ve olası senaryoları değerlendirdik. Crans Montana’nın başarısızlıkla sonuçlanmasından sonraki süreçte bazı şeylerin iki taraftan da halka açıklanması gerektiğine inandık. Rum yönetiminin, bu adadaki yönetimi, doğal zenginlikleri ve gücü paylaşmaya hazır olmadığını savunduk. Ki 2004 Annan Planı referandumu sonrasında dönemin BM Genel Sekreterinin raporuna da bu yansımıştı. Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’nın o dönem için ‘Benim neslimin son denemesidir’ sözü vardır. 2017’de Sayın Lute’la yapılan görüşmeler sonrasında yine Sayın Akıncı ‘Güney komşumuzun, yönetimi, dönüşümlü başkanlığı, adadaki zenginlikleri, doğalgazı paylaşmak konusunda hazır olmadığı’ görüşünü paylaşmıştı. Bu tutumu biz de deklare ettik. Görünen köy kılavuz istemez. Berlin öncesi iki taraftan gelen mesajlara da baktığımızda çok yüksek seviyede istişarelerin olmayacağı, nelerin konuşulacağının bile belli olmadığı bir toplantı öngörüyoruz.”

 

“Federasyon konusunda iki tarafın beklenti düzeyi farklı, o nedenle işbirliği modeli öneriyoruz”

 

İki tarafın federasyondan anladığının farklı olduğunu ifade eden Genel Sekreter Senin, “Biz bir federasyonun olmazsa olmazı dönüşümlü başkanlığı tartışılmaması gereken bir başlık olarak nitelendirirken Güney buna yaklaşmıyor. Biraz empati yapmak gerekiyor. Biz Güney’in yerinde olsak ne yapardık? Tanınan bir pozisyonda Güney Kıbrıs. Rum tarafının federasyon beklentisi ve talebinin bizim kadar yüksek olmaması normaldir. Biz bu nedenle paylaşım yerine işbirliğine dayalı bir model önerdik. Avrupa Birliği, enerji kaynakları konusunda ülkeler arası işbirliği modeliyle başlayarak bugüne geldi. İki toplumun birbirini daha iyi tanıması, güven duyması için böyle bir sürecin daha doğru olduğu görüşündeyiz. Bir paradigma değişikliğinin şart olduğunu ve daha ayakları yere basan fikirlerle yol almamız gerektiğini düşünüyoruz.”

 

“Ucu açık müzakereler iki toplumu birbirinden daha da uzaklaştırıyor”

 

“Müzakerelerin kaldığı noktadan başlamak demek müzakerelerin koptuğu noktaya dönmek demektir” ifadesini kullanan Genel Sekreter, bir kopuştan bir başlangıç üretmenin ve müzakereleri aynı yöntemle ele almanın bir sonuca ulaştıramayacağını savundu: “Ucu açık bir sonuca ulaşmayan müzakereler iki toplumu birbirinden daha da uzaklaştırıyor ve statükoya hizmet eden bir yapıya bürünüyor. İki devletlilik, federasyon, konfederasyon gibi belirli kalıplarla nitelendirmiyoruz. Var olan durumun analizini yapıyoruz. Rum tarafında mevcut durumu korumaya yönelik bir yaklaşım vardır. Karşı tarafın yerinde olsak belki biz de aynı yaklaşımda olurduk. Çünkü buna ihtiyaç duymuyorlar. Cümle aralarında bize ‘azınlık’ statüsü vurgusu yapıyorlar. Halkın Partisi de bir anlaşmadan yanadır, parti programında da vardır. Ancak bunun modelini konuşmaktan yanayız.”

 

“2020 Cumhurbaşkanlığı seçimi Kıbrıs Türk halkı için çok önemlidir”

 

Genel Sekreter, Halkın Partisi’nin genç, dinamik ve toplumun % 17,5’inin desteğini almış bir parti olarak her seçime katılması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de olacaklarını söyleyen Senin, “Çünkü siyasi partilerin amacı kendi görüşlerini, yaklaşımlarını yönetime getirmektir” dedi. Parti içinde istişarelerin devam ettiğini ifade eden Genel Sekreter, bölge ziyaretleriyle halkın nabzını tuttuklarını, geri dönüşleri değerlendirerek yol haritalarını belirleyeceklerini anlattı. “Berlin’den çıkacak sonuç cumhurbaşkanlığı seçimi için bir referans noktası olacaktır ama yüzde yüz belirleyici olmaz” şeklinde konuşan Senin, çıkacak sonuçtan sonra “Federasyon olmazsa olmazımızdır” diyen kanat için ortaya neyi koyacağı konusunda bir belirsizlik olabileceğini ileri sürdü: “Toplumun da beklentisini de karşılayamayacak noktaya gelecektir. Diğer kanat da buna karşılık ayakları daha yere basan argümanlar ortaya koyacaktır. Seçim sürecinde partilerin manifestosu, vizyonu daha belirli olacaktır. 2015’ten daha farklı bir seçim bizi bekliyor. 2020 seçimi Kıbrıs Türk tarihi açısından önemlidir.”

 

“Hükümet programını hayata geçirmek ve icraat yapmak için canla başla çalışıyoruz”

 

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve aday çıkarma konusunda hükümette herhangi bir krize yol açmadığını dile getiren Genel Sekreter, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanlığı partiler üstü bir statüdür ve seçimdir. Toplum liderliği pozisyonu için görüşlerin, politikaların yarıştığı bir seçimdir. Hükümeti etkiler bir seçim olduğunu hiç düşünmedik. Koalisyon ortağımızla Cumhurbaşkanlığı konusunda herhangi bir pazarlık, ön anlaşma yapmadık. Böyle bir şeyi de doğru bulmuyoruz. Var olan hükümet programını hayata geçirmek ve icraat yapmak için canla başla çalışıyoruz. Bir krize yol açacak durum yoktur. Aday çıkaracaklarsa da buna karar verecek UBP’nin kendi parti meclisidir. Biz saygı duyarız. Bizim için önemli olan altına imza attığımız hükümet programıdır, halka vaad ettiğimiz icraatlardır.”