ÖZERSAY: İRADEYE KARŞILIKLI SAYGI İÇİN TÜRKİYE İLE BİR İYİ KOMŞULUK ANTLAŞMASI GEREKECEK
“SİNEYE ÇEKİP NORMALLEŞTİRİRSEK DAHA DA KÖTÜSÜ GELECEK”
Sine-i millet kararı alarak meclis çalışmalarından çekilen Halkın Partisi, Genel Başkan Kudret Özersay başkanlığında bir heyetle birlikte bugün Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nı ziyaret ederek Genel Sekreter Burak Maviş ile Başkan Mustafa Baybora başkanlığındaki bir heyetle bir araya geldi. Görüşmede açıklamalarda bulunan HP lideri Kudret Özersay son yıllarda yaşananlar dikkate alındığında bir yandan yozlaşmış siyasetin iradeyi teslim eden yaklaşımlarının, diğer yandansa Türkiye ile doğru zeminden çıkan ilişkinin acilen gözden geçirilmesinin ve örneğin bir iyi komşuluk antlaşmasıyla doğru zemine oturtulmasının şart olduğuna dikkat çekti. Bunun hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türkü’nün menfaatine olacağına işaret eden Özersay halk iradesini, demokrasiyi, bağımsızlığı ve devletin itibarını zedeleyen son dönemdeki gelişmelerin sineye çekilmemesi gerektiğine aksi durumda bugünkünden daha da kötü durumların ülkenin başına geleceğini vurgulayarak “İradeye karşılıklı saygı için artık Türkiye ile bir iyi komşuluk antlaşmasına ihtiyaç vardır. Tarafların bir birilerinin egemenliğine, demokrasisine, seçimlerine ve seçimler ertesinde ortaya çıkan iradeye, laiklik benzeri yaşam tarzı da dahil birtakım temel değerlerine karşılıklı olarak saygı duyacakları ve içişlerine karışma anlamına gelecek davranışlardan kaçınacakları, bu yönde karşılıklı taahhüt altına girecekleri bir uluslararası antlaşma ile iki devlet arasındaki ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmalıdır” ifadesini kullandı.
“HALK İRADESİNE SAYGI VE KENDİ KENDİNİ YÖNETMEK ORTAK PAYDA”
Görüşme sırasında Özersay, KTÖS’ün Kıbrıs Türk halkının toplumsal varoluş mücadelesinin her aşamasında önemli bir rolü olduğuna dikkat çekerek Halkın Partisi’nin sine-i millet kararıyla meclisten çekilmesi ertesinde sendika, sivil toplum örgütü ve meslek kuruluşlarını ziyaret ettiğini ve bu çerçevede toplumsal asgari müştereklerde buluşmak düşüncesiyle KTÖS gibi önemli bir sendikayı da ziyaret ederek görüş alışverişinde bulunmak istediklerini vurguladı. Bir yandan Kıbrıs sorununun çözüm şekli, öte yandansa siyasi ideoloji olarak farklı görüşlerde olunsa da halk iradesine saygı ve Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetmesinin ortak bir payda olarak mevcut olduğuna inandıklarını dile getiren Kudret Özersay önümüzdeki dönemde bu temaslarını daha da yoğunlaştıracaklarının altını çizdi.
Halkın Partisi tarafından gerçekleştirilen ziyarette Genel Başkan Kudret Özersay’a şu anda PM üyesi olan eski Genel Başkan Yenal Senin ile HP Eğitim Komitesi üyeleri Kürşat Köseoğlu ile Mehmet Özbilgehan eşlik ettiler. Görüşmede KTÖS heyetinde Başkan Baybora ile Genel Sekreter Maviş’e Eşitlik ve İnsan Hakları Sekreteri Hamide Avcıbaşı ile Sosyal ve Kültürel İşler Sekreteri Mebruke Diren eşlik ettiler.
BAYBORA: FAKİRLEŞME VE ALT-YÖNETİM OLMA SÜRECİ EN ÖNEMLİ TEHLİKE
Görüşmenin başında açıklamalarda bulunan KTÖS Başkanı Mustafa Baybora demokrasi ve ekonomi açısından ciddi bir fakirleşmenin yaşanmakta olduğunu, ülke demokrasisine yapılan müdahalelerle günden güne daha da kötü bir durumun ortaya çıktığını vurgulayarak “siyasete dönük bir güven erozyonu var, toplumsal varoluşu esas alan kesimler en geniş cephede güç birliği yaparak mücadele etmelidir. UBP-DP-YDP adeta bir üçlü çete görüntüsü çizmekte ve halkın iradesini yıpratmaktadır. Bunlara ilaveten Kıbrıs’ta çözüm sürecini ve güven yaratıcı önlemler de zorlanmalıdır. Biz toplumsal varoluşa önem veren diğer siyasi partiler gibi Halkın Partisi ile de diyalog halinde olmayı önemsiyoruz ve bu ziyaretleri için de kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi.
MAVİŞ: SADECE EĞİTİM DEĞİL, ÜLKENİN TÜM ALANLARI TEHLİKE ALTINDA
Görüşmenin başında bir konuşma yapan KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş ise eğitimde laiklik ve diğer çağdaş değerlerin sürekli tehdit altında tutulduğuna dikkat çekerek sendikalara dair birtakım yasal değişikliklerden, vatandaşlığın verilmesinin kolaylaştırılmasına, Atatürk Öğretmen Akademisi’ne girişlerde getirilmek istenen düzenlemelere ve düşünceyi ifade özgürlüğüne getirilmek istenen kısıtlamalara varıncaya kadar özellikle son dönemde yapılan İktisadi ve Mali İş Birliği Antlaşması’nın toplumda endişeleri daha da artırdığına işaret etti. Maviş konuşmasında sadece eğitimde değil ülkede demokrasi, insan hakları, bağımsızlık ve diğer pek çok yaşamsal alanda ciddi tehlikelerin ortaya çıktığını, Türkiye ile bu ilişkinin sürdürülemez olduğunu söyleyerek toplumsal olarak asgarimüştereklerde bir araya gelerek birlikte mücadele edilmesinin önemine dikkat çekti.