HÜKÜMETLER GEÇİCİDİR, DEVLET KALICIDIR; DEVLETİ YIPRATIYORLAR”
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, “Hükümetler gelip geçicidir, kalıcı olan devlettir, halk iradesidir. Hükümetin yıpranması öyle bir düzeye vardı ki; devleti de yıpratmaya başladı. Devleti kurmak çok önemlidir ama çok daha önemlisi devleti yaşatabilmektir. Halkın Partisi’nin iradesi devletin yaşatılması yönündedir” dedi.
Hükümetin yaptığı yanlışlar, kırdığı potlar ve hukuksuzluklarıyla kendini yıpratmaktan öte devleti yıpratmaya başladığını, Halkın Partisi olarak bundan büyük rahatsızlık duyduklarını belirtti. Hakikat WebTV yayınına katılarak değerlendirmelerde bulunan Özersay, şu ifadeleri kullandı: “Hükümet ile devlet arasında çok temel bir fark olmasına rağmen hükümet bağlamında yapılanlar devleti yıpratıyor. Bizim en büyük endişemiz budur. Biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ni önemsiyoruz. Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtacağı, temsil edeceği yapı devlettir. Bu nedenle, mevcut döneme ilişkin en büyük rahatsızlığım devletin yıpratılıyor olmasıdır. Hükümetin yaptıklarıyla, hukuksuzluklarıyla, kırdığı potlarla kendini yıpratıyor olmasıyla ilgilenmiyoruz; devlete verdiği zararlar ilgileniyoruz. Hükümetler gelip geçicidir, kalıcı olan devlettir, halk iradesidir. Hükümetin yıpranması öyle bir düzeye vardı ki; devleti de yıpratmaya başladı. Devleti kurmak çok önemlidir ama çok daha önemlisi devleti yaşatabilmektir. Halkın Partisi’nin iradesi devletin yaşatılması yönündedir. Ekonomide, eğitimde, sağlıktaki sorunları konuşabiliriz, kriz yönetemiyor olmalarını konuşabiliriz ama devletin yıpratılması bizim için kabul edilebilir değildir.”
“MECLİS DE HÜKÜMET DE ARTIK HALK İRADESİNİ YANSITMIYOR, İRADE YENİLEMESİ ŞART”
“Demokrasi, hoşgörüdür, iradenin yansımasıdır. Azınlığın görüşlerini ortaya koyabileceği, belli yaşamsal hassasiyetlerin yok sayılmadığı, çoğunluğun da belirli dönemlerde iradesini ortaya koyabileceği uyumlu bir yapıdır. Hükümeti eleştirebilirsiniz, bir süre sonra söyleyecek söz bulamazsınız, söz tükenir. Bugün gelinen noktada çizgi o kadar aşıldı ki, artık tarif edecek kelime bulmakta zorlanıyoruz” diyen HP Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün memlekete baktığımızda kendimize sormamız gereken soru şudur; 2018’deki seçimlerde ortaya çıkan halkın iradesi böyle bir hükümet yönünde miydi? Halkın iradesini yansıtan bir hükümete sahip miyiz? Bu soruları sormak zorundayız. Yanlış buradan başlıyor. Hükümetin kuruluşunda, ortaya çıkışında bir yanlışlık ve meşruiyet sorunu var. Milletvekillerin bir kısmı HP, DP ve YDP içinde seçilmiş olmasına rağmen bu milletvekilleri istifa ettirilerek dışarıdan destek verdirilerek kurdurulmuş bir hükümet. Yamalı bohça bir hükümet. Halk iradesini yansıtmadığı için toplama bir hükümettir. Kendi içinde de uyumsuz ve çok başlı görüntüsü veren bir hükümet aynı zamanda da.”
“BU HÜKÜMET, ÜLKEYİ SEÇİME GÖTÜRECEK HÜKÜMET OLMAMALI”
Devletin ve devlete olan inancın yıpratılmaması gerektiğinin altını çizen Kudret Özersay, halkın iradesine yeniden başvurmak gerektiğini, seçimi daha fazla geciktirmenin kimseye bir faydası olmadığı gibi devlete zararı olduğunu söyledi. Özersay, “Her ne kadar hükümet, sözde ‘biz devletçiyiz’ diyen UBP, DP ve YDP’nin oluşturduğu bir koalisyon olsa da icraatlarıyla, sözleriyle, yanlışlarıyla, yapamadıklarıyla devlete zarar verir haldedir. Her hükümet gelip geçicidir, belli bir ömrü vardır. Bu hükümet aslında aylar önce ölmüştür, konuşulan sadece ne zaman defnedileceğidir. Başbakan ‘Meclis açılır mı açılmaz mı bakacağız’ derken; koalisyonun diğer ortakları hükümetin ömrüyle ilgili bir şey söylemeyeceklerini ifade ederken bir hükümetten, ortaklıktan bahsetmek çok gerçekçi değildir. O yüzden halkın iradesine başvurulmalıdır. 2018’de halkın iradesinin ortaya koyduğu aritmetik zaman içinde değişti. Kritik soru; ülkeyi seçime kimin götüreceğidir. Memleketi seçime bu hükümet götürecekse durum vahim demektir. Çünkü geri dönülmez başka zararlar da ortaya çıkacaktır. Salgın krizini yaz aylarında bile yüzüne gözüne bulaştıran yapı, kış aylarında bizi çok daha zor bir duruma sokabilir. Hatta kontrolsüz bulaş nedeniyle seçim bile sekteye uğrayabilir. O yüzden memleketin menfaatine, halkın yararına olan, herkesin şapkasını önüne koymasıdır; herkes seçime kadar partizanlık yapmadan, rant dağıtmadan, kimsenin ölümüne sebep olmadan memleketi kimin seçime götüreceğini düşünmelidir. Bu konu oturup konuşulmalıdır, adı seçim hükümeti olan ama icraat hükümeti olmaya çalışan bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Bu değişmelidir” ifadesini kullandı.