HALKIN PARTİSİ TARIM VE HAYVANCILIK KOMİTESİ BASIN AÇIKLAMASI
“ÜLKEMİZDE TOHUM KITLIĞI GERÇEĞİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Bugün, pandemi ve sonrasıyla ilgili tarım politikaları konusunda adım atılmadığını vurgulayan bir eyleme şahit olduk. Bunun yanında Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Sayın Kelle ile Meclis Başkanı Sayın Sennaroğlu’nun kamuoyuna yönelik basın toplantısını da izledik. Toplantıda yukarıdaki konunun yanında “Kuraklık, tohum kıtlığı, doğrudan gelir destek fiyatlarındaki yetersizlik” gibi sorunlara da vurgu yapıldığını gördük. 3 Şubat 2021 tarihinde Halkın Partisi Tarım ve Hayvancılık Komitesi olarak yaptığımız açıklamada, ekonomik önlem paketinde tarıma ayrılan 40 milyon TL kaynaktan, hangi kurum ve paydaşların ne kadar katkı alacağının hangi kriterlere göre belirlendiğini ve hangi şartlarda, hangi miktarlarda bu destekten yararlanabileceklerini hükümetin ve Tarım Bakanlığı’nın ayrıntılı bir şekilde toplumla ve özellikle tarım alanındaki paydaşlarla şeffaf bir şekilde paylaşması gerektiğini vurgulamıştık. Pandemi sorununu yaşamaya başladığımız günlerde, geleceğe dönük sürdürülebilir tarım politikalarının oluşturulması için pandemi ortamının bize fırsat yaratabileceğini söylemiştik. Tohum ihracatı yapan ülkelerin ihracatı azaltıp ve/veya tamamen yasaklayıp kendi stoklarını oluşturmaya başladığını, ilerleyen zamanlarda kendi tohum ve tohumluklarını, kendine yeter miktarda üretmekte sıkıntı yaşayan ülkemizin bundan olumsuz etkileneceğini ve tohum (dolayısı ile gıda) sıkıntısı ile karşı karşıya kalacağımıza vurgu yapmıştık. O günden bugüne ülke içinde ileriye dönük atılması gereken adımların atılmaması ve günü kurtarmaya yönelik politikalar uygulanması sonucunda geldiğimiz nokta; Sayın Kelle’nin söylediği ve Sayın Sennaroğlu’nun da doğruladığı gibi tohum kıtlığı ile karşı karşıya olduğumuz gerçeğidir. Yine Sayın Sennaroğlu’nun belirttiği “Doğrudan gelir desteği uygulaması, artan girdi fiyatları, TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesi ve enflasyon etkisiyle sürdürülebilir değildir” tespitinin yanında bunu daha önce öngörmemize rağmen neden önlem alınmadığı sorusunu sormamızı da gerektirmektedir. Belirlenen kuraklık ve doğrudan gelir desteği miktarlarının yetersiz olduğunu herkes kabul etmektedir. Bunun yanında dünyada yaşanan iklim değişikliği sonrası, Kıbrıs adasının kuraklık bölgesinde olması nedeniyle, sürdürülebilir bir tarım için, kuraklık destek ödemesinden çok kurağa dayanıklı çeşitlerin geliştirilip kullanılmasını sağlamamız gerektiği ileriye dönük tarım politikaları için önem arz etmektedir. Tarımsal üretimde ve tarım politikalarında yaşanan sorunları sadece pandemiye bağlamak, bugüne kadar yapılan yanlışların doğru bir zeminde tartışılmasına ve geleceğe dönük tarımsal planlamanın da doğru yapılmasına engel olacaktır. Unutulmamalıdır ki ülkemiz tarımındaki sorunlar pandemi ile başlamamış, pandemi öncesi var olan sorunlara pandemi ile yenileri eklenmiştir. Pandemi ile yeni sorunlar ortaya çıkmasına rağmen, doğru ve akılcı planlama ile pandemiyi fırsata çevirmek de bizim elimizdedir. Belirtmek isteriz ki sorunlar zıtlaşarak veya kutuplaşarak değil, ortak akıl ve birlikte mücadele ile aşılabilecektir.