Halkın Partisi Tarım ve Hayvancılık Komitesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki mevcut duruma ilişkin bir bildiri yayınladı. Uzun yıllar KKTC ekonomisinin lokomotifi olan tarımın, diğer sektörlerin gelişmesi ve tarım sektöründe yaşanan olumsuzluklar nedeniyle önemine dikkat çekilen açıklamada; aralık ayından bu yana tüm dünyayı sarsan Covid-19 salgınıyla “tarım”ın büyük bir ihtiyaç olduğu ve öneminin yeniden anlaşıldığı belirtildi. Açıklamada şu ifadeye yer verildi:
“Son zamanlarda ülkemizde sıkça duyup gördüğümüz ‘Gıda Yardımı’ terimi aslında pandemi sonrası yaşanabilecek en önemli global krizin gıda konusunda olacağının da işaretidir. İnsanın yaşamını idame ettirebilmesi için en başta ihtiyaç duyduğu şeyin gıda olduğunu düşünürsek, ülkemizde de bu konuda geç kalmadan ileriye dönük gıda eksikliğini önleyecek tedbirler alınmasının zorunlu olduğu açık şekilde ortadadır. Özellikle birçok gelişmiş ülkenin ürettiğini ihraç etmek yerine kendine yetecek kısa orta ve uzun vadede tohum/gıda stoku politikasını öngördüğü bu günlerde, KKTC’nin de kendi durumunu hızla tespit edip, özellikle tohum/tohumluk stoklarını yeniden düzenlemesi, ithalatını azaltıp ihtiyacını kendi kendine sağlayabilecek bir planlama yapması büyük önem arz etmektedir.
Tarım sektörünün yeniden canlanması için ülke gerçekleri ve dünyadaki gelişmeler dikkate alınarak kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlar hazırlanmalıdır. Bu bağlamda birinci adım olarak üretici tanımı yapılmalı, çok küçük alanlara sahip olan üreticiler birleştirilerek rekabet edebilirlikleri artırılmalıdır. Yine bu bağlamda üreticilerin tarım danışmanlarına ulaşımı kolaylaştırılmalı hatta zorunlu kılınmalıdır.”
“Üretimin plansız ve maliyet hesabı olmadan yapılması sektörü olumsuz etkiliyor”
Halkın Partisi Tarım ve Hayvancılık Komitesi, tarımsal üretimdeki sorunlara da değindi. Ülkedeki su kaynaklarının tuzlanması ve su miktarının “kuraklık” yaşatacak seviyelerde azalmasının birincil neden olarak gösterildiği açıklamada; ülkedeki üretimin (gerek iç gerek dış pazar hedefiyle olsun) plansız, pazar araştırması ve maliyet hesabı olmaksızın yapılması da tarım sektörünü olumsuz etkileyen nedenlerden biri olarak gösterildi. Tarımsal girdilerin dışa bağımlı ve yüksek maliyetli olması, ülkedeki kayıtlı üreticilerin çoğunluğunun “gerçek” üretici olmaması ve yine bu üreticilerin birincil geçim kaynaklarının tarım olmaması da komite tarafından saptanan nedenler arasında. Üretimde uzmanlaşılmamasının, üretici başına düşen üretim alanlarının ekonomik ve rekabet edebilir boyutlardan uzak olmasının da sektörü olumsuz etkilediği belirlendi. Bununla birlikte benzer iklime sahip ülkelere kıyasla verimin düşük olması. Komite diğer nedenleri de şöyle sıraladı:
“Önce pazarla sonra üret prensibiyle ürün deseni belirlenmeli”
Tarım sektöründeki olumsuzlukların belirlenmesinin yanında çözüm önerileri de sunan HP Tarım ve Hayvancılık Komitesi, üretici tanımı yapılarak üreticilerin kayıt altına alınması gerektiğini, çok küçük üretim alanına sahip üreticilerin birleşerek kooperatif/ şirket veya üretici grubu şeklinde hareket etmesinin şart olduğunu; üreticilere profesyonel destek sunulması suretiyle üreticilerin bilinçlendirilmesi ve doğru ürün deseninin oluşturulması gerektiğini belirtti. Bahsi geçen ürün deseninin de iç ve dış pazardaki talepler doğrultusunda hareket edilerek “önce pazarla sonra üret” prensibi ile belirlenmesi gerektiğine işaret edildi.
Yapılan açıklamada; tarımda sürdürülebilirliği sağlamak ve Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen su ile birlikte ülkedeki su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetilebilmesi için bitki deseni yeniden şekillendirilmesi gerektiği de ifade edildi. Ülke ihtiyaçları öncelikli olmak koşuluyla ithalatı azaltırken uluslararası pazarda da rekabet edilebilirliği artıracak ürünler üzerinde durulması gerektiğinin de altı çizildi.
“Ülke koşullarına uygun Kıbrıs’la özdeşleşen ürünler yetiştirilmeli”
Bir diğer önerilen çözüm; ülke koşullarına uygun, iklimsel avantajların olduğu patates, enginar, narenciye, zeytin, harup gibi Kıbrıs ile özdeşleşmiş özellikli (niş) ürünlerin yetiştirilmesi üzerinde durulması oldu. Açıklamada yer alan ifadeler şöyle:
“Özellikle buğday ve mısır gibi un üretiminde kullanılan bitkilerin ülkemizde üretiminin artırılması, yaşanabilecek gıda azlığı riskini önlemede önemli bir rol oynamaktadır. Bu ürünlerin üretilmesi için gerekli devlet destekleri ve danışmanlık hizmetleri verilerek ihtiyacımız olan ürünlerin üretilmesi sağlanmalıdır. Tarımsal sanayiye önem verilmeli. Tarımsal sanayinin geliştirilmesi için üreticilerin bir araya gelerek oluşturacağı şirket ve/veya kooperatifler teşvik edilerek üreticilerin rekabet edebilirliği artırılmalıdır.
“Kurulacak bir veri tabanıyla ülkedeki anlık üretim ve ihtiyaç izlenmeli”
Üretilen her üründe izlenebilirlik ve denetimi sağlamanın yanında, ülke ekonomisine büyük zararlar veren ihtiyaç fazlası veya azlığına neden olan sebeplerin ortadan kaldırılması için ülkede üretilen ürünlerin bilgisine online ulaşabilecek bir veri tabanı kurulmalıdır. Bu veri tabanı ile ülkedeki anlık üretim ve ihtiyaç izlenmeli, üreticilerin buna göre plan yapması sağlanmalıdır. Mevcut sistemdeki gelişi güzel uygulamalar ve kontrollerin yerine, gıda güvenliğini gerçekten sağlayacak ve sürdürülebilir kılacak; tüketicilerin yerli ürünlere olan güvenini yeniden kazandıracak; tarladan sofraya kadar izlenebilir bir denetim sistemi kurulmalıdır (Modifiye GLOBAL G.A.P.). Bu sayede hem üretici hem çevre hem de tüketici sağlığı korunurken ürünlere olan güven ve dış pazarlara erişim de kolaylaştırılabilir.”
“Krizi fırsata geçirip geleceğe dönük projeleri uygulamaya geçmeliyiz”
Tarım ve Hayvancılık Komitesi, şu an mücadele edilen pandemi krizi sonrasında dünyada ve ülkemizde ortaya çıkabilecek gıda ve beslenme alanındaki zorlukları ve riskleri bir an önce tespit edip harekete geçmemizin de elzem olduğuna vurgu yaptı: “Krizi fırsata çevirip, geleceğe dönük gerçekçi ve doğru plan/projeleri kâğıt üstünde değil uygulamada da göstermemiz zorunludur. Her alanda olduğu gibi tarımsal üretimde de bireysel değil toplumsal hareketin gücünü kullanmamız sorunların üstesinden gelmenin yolunu açacaktır.”