Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, BRT programına katılarak cumhurbaşkanlığı adaylığı başta olmak üzere gündem konularını değerlendirdi. Özersay, Cumhurbaşkanlığı makamının bağımsız ve tarafsız olunması gereken bir yer olduğunun altını çizdi ve ekledi: “Aday olduğum andan itibaren bağımsız ve tarafsız bir pozisyona geçmek, siyasi rütbelerimi çıkararak bu yolda yürümek istedim. Siyasi parti başkanlığını bırakarak aslında bir mesaj veriyorum; diyorum ki bir siyasi parti olsun ya da olmasın halkın adayı olarak bu yolu yürümek istiyorum.”
Halkın Partisi Genel Başkanlığı’ndan ayrılmasının, cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda toplumun farklı kesimlerine, hangi görüşten olursa olsun eşit mesafede duracağının bir işareti olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı, tek bir siyasi partinin cumhurbaşkanı gibi hareket etmeyeceğini de söyledi.
“Adaylık takvimimi ülke içindeki faktörler belirledi”
Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklama tarihini ülke içindeki faktörler ve halkla kurulan ilişki temelinde şekillendirdiğinin altını çizen Özersay, ülke dışındaki etkenlerin bu konuya herhangi bir etkisi olmadığını belirtti. Seçimi kazanacağını düşündüğü için seçime girdiğini aktaran Kudret Özersay, kendisinin istifasından sonra partiye herhangi bir müdahalesinin olmadığını, Halkın Partisi’nin de parti tüzüğünün çizdiği kurallar çerçevesinde hareket edeceğini düşündüğünü, sözlerine ekledi.
“Seçim öncesi farklı temasların olması doğaldır”
Programda, UBP’nin YDP ve DP ile görüşmesine ilişkin görüşleri de sorulan Kudret Özersay, bunun olağan bir durum olduğunu söyledi. “Bu görüşmelerin odağında ne olduğunu bilmiyorum. Örneğin erken seçimin olması mı talep edildi yoksa yeni bir seçim hükümeti kurulması mı talep edildi bilmiyorum. Ama bu tür diyaloglar normaldir. Bir süre sonra ben de bağımsız cumhurbaşkanı olarak farklı siyasi aktörlerle veya farklı kişilerle görüşürüm, kamuoyuna da bunun bilgisini veririm. Belki belli bazı kesimlerden destek isterim. Bu sürecin doğasında vardır.”
“Bu ülkeyi seviyorsak İmar Planı kaçınılmazdır”
Son günlerde gündemin ana maddesi imar planıyla ilgili gelinen son durumu da yorumlayan Başbakan Yardımcısı, Bakanlar Kurulu’ndan çıkan emirname kararının bir hükümet krizini engellediğini ifade etti. Özersay şu sözlerle devam etti: “Eğer Bakanlar Kurulu’ndan emirname kararı çıkmasaydı hükümet krizi olurdu onu söyleyim. Hazırlanan İmar Planı bir kenara atılamaz. Bunu kabul etmem mümkün değildir. Hazırlanan imar planı ile ilgili değişiklik önerisi varsa ve neden değiştirilmesi gerektiği söyleniyorsa, nasıl değiştirilmesi gerektiği konusunda da öneri varsa başımın üstünde yeri var. Bunlar dikkate alınır. Ama bu süre zarfında eğer bırakalım hiçbir düzenleme olmasın Fasıl 96 bağlamında herkes istediğini yapsın gibi bir durum ortaya çıksaydı o zaman tam bir kaos yaşanırdı. Madem ki koalisyon ortağımız zamana ihtiyaç olduğunu söylüyor, bu sürede somut bir öneri yapmasını bekleyeceğiz. Duruşumuz nettir; biz plandan vazgeçmiş değiliz. Gerçekten bu ülkeyi seviyorsak planlama kaçınılmazdır. Bu da emirname ile olmaz İmar Planı ile olur. Geçiş döneminde kaos doğmaması, hukuki boşluk oluşmaması için bir ara formül bulduk. Ama bu memleketin sorununu çözmez. Sadece bir miktar zaman kazandırır.”